'Basbariton Ruhi Su Türküler Söylüyor'

Dün akşam Şişli Belediyesi Kent Kültür Merkezi'nde Ruhi Su'nun izinden giden Dostlar Müzik Topluluğu'nun yer aldığı etkinlik vesilesiyle Su'nun hayatına dair küçük bir derleme yaptık.

ÖZGÜN ÇAĞLAR

ozguncaglar@agos.com.tr

Ruhi Su'nun izinden giden Dostlar Müzik Topluluğu, 9 Mayıs Cumartesi 20.00'de Şişli Belediyesi Kent Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen etkinlikte zeybek türküleri söyledi. Zeybeklerin tarihine ilişkin bir sunumla başlayan konserde, Dostlar Müzik Topluluğu, şef Boran Mert'in yönetiminde, Su'nun 1981 tarihli 'Zeybekler' albümünde yer alan 'Yörük Efe Ali', 'Kerimoğlu Zeybeği' 'Çakıcı', 'Serenler', 'İnce Memed' gibi parçaları seslendirdi. İstanbul Yeditepe Halk Oyunları Ekibi'nin de zeybek gösterisiyle katıldığı etkinlik, daha sonra 'Zeybek Kültürü ve Müziği' adlı yayınlanmış bir kitabı da bulunan bağlama ustası Okan Murat Öztürk'ün zeybek türküleri söylemesiyle devam etti.

Zeybek türkülerini seslendirirken aralarda zeybeklere ve Ruhi Su'ya dair konuşan bağlama ustası Öztürk, “Türkiye'de az sayıda özel insan vardır, Ruhi Su da bu insanlardan biridir. 'Biriydi' demiyorum, çünkü bugün bu etkinlikte de görüldüğü gibi, kendisi hala etkileriyle aramızda yaşıyor. Ben Ruhi Su'nun plaklarının çalındığı bir evde büyüdüm. Babam o zamanlar Cumhuriyet gazetesi okurdu ve Ruhi Su ile Münir Nurettin Selçuk'u dinlerdi. Ruhi Su, bende hep şefkatli bir baba duygusu uyandırmıştır. Geride büyük bir repertuar bırakan Su'nun bütün albümleri aslında birer ders gibidir” dedi.

Erol Parlak ve İsmail Hakkı Demircioğlu gibi müzisyenlerin de izleyici olarak yer aldığı, katılımın yoğun olduğu etkinlik, Dostlar Müzik Topluluğu ve bağlama ustası Okan Murat Öztürk'ün birlikte sahneye çıkıp, Su'nun 'Zeybekler' albümünün de kapanış parçası olan 'Zeybek ile Yürük'ü seslendirmesiyle sona erdi.

'Mehmet Ruhi Su'

Ruhi Su Dostlar Korosu bünyesinde çeşitli dönemlerde yer almış koristler tarafından kurulan, Ruhi Su türkülerini barış, demokrasi ve sosyalizm mücadelesine tüm coşkusu ile katılabilmeyi ilke edinen Dostlar Müzik Topluluğu'nun yer aldığı bu etkinlik vesilesiyle biz de Ruhi Su'nun hayatına dair küçük bir derleme yaptık. 

- Ruhi Su'nun klasik müziğe adım atmasına vesile olan kişi, öksüzler yurduna bir keman aldırarak Su'yu kemana başlatan müzik öğretmeni Mehmet Tahir. Su, konservatuarın opera bölümünde öğrenciyken, bir hocasının keman çalmasının ses tellerine zarar vereceğini ve sesinin zayıf çıkacağını, bir tercih yapması gerektiğini söylemesi üzerine, keman çalmayı bırakmak zorunda kalır.

- Asıl adı 'Mehmet' olan Su, İstanbul'daki Halıcıoğlu Askeri Lisesi'ne gelince, Ökkeş, Durmuş, Cumali, Ali Merdan gibi arkadaşlarıyla birlikte isimlerini bırakarak 'kibar' isimler almaya karar verir ve 'Ruhi' ismini alır. Müzik Öğretmen Okuluna da girince, tek hece olduğu ve kolay söylendiği için 'Su' soyadını alır ve 'Mehmet Ruhi Su' olur.

- Çocukluğundan beri türkülere özel bir ilgi duyan Su, 1952 yılına kadar Devlet Operası'nda 'Bastien Bastiene', 'Madam Butterfly', 'La Boheme', 'Satılmış Nişanlı' operalarında oynar. En son 'Konsolos' operasının provasındayken komünizm suçlamasıyla gözaltına alınır ve tutuklanır. Opera yaşamı 1952 yılında son bulunca, türkü söylemeye ve derlemelere ağırlık verir.

'Ben bu yolda harcanmaya hazırım'

- Konservatuarda türkülerini dinleyen hocalarından Markovich, radyo müdürü Vedat Nemir Tör'e Su'dan övgüyle bahsedince, on beş günde bir 'Basbariton* Ruhi Su Türküler Söylüyor' anonsuyla sunulan bir radyo programına başlar. 1943-45 yılları arasında çok ilgi gören programında Su'nun söylediği türkülerin çoğu Alevi deyişleri ve nefesleriydi. 'Alevi türküleri söylüyor, komünizm propagandası yapıyor' diye aleyhinde yapılan söylentiler nedeniyle, bir gün Mesut Cemil, “Ruhi'ciğim seni harcamayalım, bu programa bir müddet ara verelim' deyince, Su 'Ben bu yolda harcanmaya hazırım' dediyse de, Cemil, Su'nun radyodaki işine son verir.

- Komünizm suçlamasıyla Harbiye Cezaevi'nde üç buçuk yıl kalan Su'ya, hapishanede bağlamasını vermezler. Bunun üzerine tutuklulardan Faik Şekeroğlu, o zaman kullanılan tahta paspas parçalarından ona bir bağlama yapar ve iki sene bu bağlamayla çalışır. Su ancak iki sene sonra, izin çıkınca Ankara'dan bağlamasını getirtir.

- Ruhi Su, türküler üzerinde en verimli çalışma dönemini cezaevinde geçirir. Bestelediği türkülerin çoğu bu döneme rastlar. Örneğin, 'Mahsus Mahal' türküsü, doğrudan kendisinden önce tutuklanan ikinci eşi Sıdıka Hanım'a ilgilidir. Bu türküyü Su, 'tabutluk' diye bilinen hücrede hazırlamıştır. 'Hasan Dağı' türküsü de tutuklu olduğu dönemde, diğer mahkumlar gibi bir başka mahkumla birlikte bileklerinden zincire vurulmuş bir halde İstanbul'dan Ankara'ya götürülürken yazılmış bir ağıttır. Bu yolculukta mahkumlar tuvalete bile, bağlı olduğu diğer mahkumla gitmişti.

- Ruhi Su, Nazım Hikmet'in şiirini besteleyen ilk sanatçıdır. 1950 yılında 'Süvarinin Türküsünü' yapmıştır. Sonra Fransa'da Yves Montand, Hikmet'in 'Akrep Gibisin Kardeşim' şiirini besteleledi. 1963'te Hikmet'in ölüm haberi geldiğinde ise Su, 'Karalı Bir Haber Düşmüş' ağıdını, bir türkü ezgisini yorumlayarak söyler. Türkünün sözleri Su'ya aittir.

'Ruhi Su Dostlar Korosu'

- Musiki Muallim Mektebi'ndeyken bir yandan da türküler üzerine çalışmaları sürdüren Su, okuldaki arkadaşlarıyla birlikte 1936 yılında bir 'Müzik Öğretmenliler Korosu' kurar. Koronun adı döneme ait belgelerde 'Ses ve Tel Birliği Korosu' olarak geçer. Bu kendisinin ilk koru çalışmasıdır. İkinci koru çalışmasını, 1944-47 yılları arasında, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde oluşturduğu koru ile bilikte yürütür. Bu koro zaman zaman aralıklarla çalışmalarını sürdürmüştür. Eşi Sıdıka Hanım da bu koronun koristilerindendir. Su, hayatı boyunca kısa dönemli koro çalışmaları yapmıştır. Ama onun en önemli korosu, 1975 yılında Dostlar Tiyatrosu bünyesinde, ilk üyelerini sınavla seçerek kurduğu 'Dostlar Korosu'dur. Aynı yıl Sümeyra Çakır da Ruhi Su'dan ders almaya başlamış ve sonrasında korist olarak Dostlar Korosu'nda çalışmıştır. 1976 yılının sonunda 'El Kapıları', 1977'de 'Sabahın Sahibi Var, 1978'de ise 'Semahlar' albümlerinde Su'ya eşlik eden koro, 1980 yılında, 12 Eylül döneminin baskıcı yönetimi altında çalışmalarına ara vermek zorunda kalır, bu suskunluk Su'nun 1985'teki ölümüne kadar sürer. Koro, 1987'de ise 'Ruhi Su Dostlar Korosu' adını alır.

*Basbariton: Basın çıkamadığı ince tonlara çıkabilen, buna rağmen basın indiği kalın ve tok tonlara inemeyen sesi olan sanatçı (Türk Dil Kurumu)

(Ruhi Su'ya dair yukarıdaki derleme için, 2004 yılında Hürriyet gazetenin ek olarak verdiği 'İz Bırakanlar: Ruhi Su' adlı kitapçıktan faydalanılmıştır.)