Soykırım ‘Taziye’nin gölgesinde kaldı

Hrant Dink Vakfı’nın yürüttüğü “Medyada Nefret Söylemi ve Ayrımcı Dil” projesinin Ocak-Nisan 2014 dönemini kapsayan araştırma raporu yayımlandı. Raporda dosya konusu olarak, “24 Nisan Ermeni Soykırımı’nı Anma Günü” ve medyanın konuyu sunma şekli irdelendi.

MEHMET AKIN
akinmehmet34@gmail.com

Hrant Dink Vakfı, hazırladığı raporla medyada 2014’ün ilk dört ayında nefret söylemini ve ayrımcı dilin oluşumunu inceledi. İki bölümden oluşan raporun ilk kısmı, Dr. İdil Engindeniz tarafından hazırlandı ve yazılı basında nefret söylemi içeren yazı ve haberler araştırıldı. İkinci bölümde ise “Yazılı basında ayrımcı söylem” başlığı altında “24 Nisan Ermeni Soykırımı’nı Anma Günü” hakkında yapılan haberler incelendi.

 

Raporun ilk bölümünün dikkat çeken verileri şöyle:

En çok Ermenilere ve Yahudilere karşı nefret söylemi içeren yazı yazıldı. Ermeniler 75, Yahudiler 66, Hıristiyanlar 45, Rumlar 21 ve Kürtler 10 yazıda nefret söylemine uğradı.

• Yazıların yüzde 60’ı köşe yazısı, yüzde 30’u haber kategorisindeydi.

Yerel ve ulusal basında nefret söylemi, geçtiğimiz dönemden farklı olarak, neredeyse eşit durumdaydı; ulusal basının oranı yüzde 51, yerel basın yüzde 49 olarak gözlemlendi.

• Nefret söylemli içeriği en çok 22 içerikle Yeni Akit’te, 16 içerikle Milli Gazete’de, 10’ar içerikle Takvim’de ve Yeni Mesaj’da görüldü. Yerel basında ise İstanbul Gazetesi dört haberle ilk sırayı aldı.

Nefret söylemi yüzde 60 oranında “abartma, yükleme veya çarpıtma” kategorisinde yapıldı. Yüzde 21 oranında ise “küfür, hakaret ve aşağılama” içerikli haber vardı.

• Nefret söylemine en çok maruz kalan gruplar Ermeniler, Yahudiler, Hıristiyanlar, Rumlar ve Kürtler; daha çok abartma, yükleme veya çarpıtma yoluyla, yani bir kişi veya olaydan yola çıkılarak olumsuz genelleme ve çarpıtmaların yapılması yoluyla hedef gösterildiler.

Bu dönemde Rumlara karşı nefret söylemleri artarken, Kürtler ise daha önceki dönemlerden farklı olarak düşmanlık ve savaş söylemleri yerine, abartma ve çarpıtmaya maruz kaldı.

Basında LGBTİ’ler “sapkın”

• 34 yazı içeriğinde kadın ve LGBTİ’lere karşı nefret söylemi kullanıldı. Fakat bu 34 içerikten 28’i LGBTİ bireyleri hedef aldı.
 
• Batman ve Mardin Artuklu Üniversitesi’nde iptal edilen LGBTİ konulu etkinlikler bu dönemde çokça konuşuldu ve eşcinsellik “sapıklık”, “sapkınlık”, “ahlaksızlık” gibi ifadelerle tanımlandı. Kadınlara yönelik nefret söylemleri ise “tesettür” konusu üzerinden şekillendi.

24 Nisan haftasına Erdoğan damga vurdu

Raporun ikinci bölümünde Yrd. Doç. Dr. Derya Fırat ve Barış Şannan, yazılı basında ayrımcı söylemi 24 Nisan Ermeni Soykırımı’nı Anma Günü üzerine yapılan yayınlar üzerinden inceledi. Buna göre 22-26 Nisan tarihleri arasında Aydınlık, Birgün, Habertürk, Hürriyet, Radikal, Sabah, Türkiye ve Zaman gazeteleri ele alındı.

• 24 Nisan’a 62 haberle en çok Aydınlık gazetesi yer verdi.

Yayınlarda dikkat çeken nokta, 24 Nisan haberlerine ilişkin diğer gazetelerin manşetlerini sergileyen kolajları sıkça yayımlamasıydı.  Bu anlamda, gazetelerdeki aktörlerin 24 Nisan gibi kritik tarih ve olaylarla ilgili kamuoyu oluşturulmasına aktif biçimde katıldıkları gözlemlendi..

• Gazetelerde daha çok Erdoğan’ın “taziye mektubu” üzerinde duruldu.

Haberlerin yüzde 42’si taziye üzerineyken, yüzde 13’ü provokatif ve kutuplaştırıcı içeriğe sahipti. Yüzde 11 oranında da politik niyet taşıyan, manipülatif yazılar yazıldı.

• Özellikle Hürriyet, Habertürk ve Sabah gazeteleri taziyeyle ilgili yayın yaparken, Zaman ve Radikal’in mektubu olumlayan, fakat belli çekinceler de koyan yazılara yer verdiği görüldü.

Geçmişle yüzleşme ve sosyal sorumluluk anlamında en çok haberi ise Birgün yaptı. Aydınlık gazetesinin tarihsel ve bilgilendirici içeriklere daha çok yer verdiği, fakat tarafsız bir yayın politikası uygulamadığı gözlemlendi.

• Konuyla ilgili “kafa karışıklıkları”ndan birisi de adlandırmayla ilgiliydi. Gazeteler 24 Nisan’ı 53’er içerikle “1915 Olayları” veya “sözde soykırım” olarak sundu. “Soykırım” ifadesini en çok kullanan Birgün gazetesi (yüzde 62) kullandı. Birgün ve Radikal’in “soykırım” kelimesini kullanmasına rağmen, iktidarla mücadele amacıyla bu konuyu araçsallaştırdığı da raporda not olarak düşüldü.

Rapor, yazılı basın aracılığıyla toplumsal tahayyüle “soykırım” kelimesinin girmesinin önemli olduğunu, fakat bu gelişmenin Recep Tayyip Erdoğan’ın taziye mesajının gölgesinde kaldığını söylüyor.

 

Raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız

Kategoriler

Güncel Basın