EVREN DEDE

Evren Dede

Ali Tuygan’ın ‘Gönüllü Diplomat’ı

İstanbul’a son gelişimde, Emekli Büyükelçi Ali Tuygan’ın Dışişleri’ndeki kırk yılını anlattığı ‘Gönüllü Diplomat’ adlı anı kitabını satın almıştım. Geçenlerde kitabı okuma fırsatı yakaladım.

Diplomatların anılarını anlattıkları kitaplara her zaman özel bir ilgi duydum nedense – özellikle de Türk-Yunan ilişkilerinde görev almış Yunan veya Türk diplomatların.

Ali Tuygan’ın görev yaptığı yerler arasında Atina olduğu için onun bakış açısından da Türk-Yunan ilişkileri, Yunanistan ve elbette Yunanlılar nasıldı, öğrenmek istiyordum.

Diplomatlar, kendi ülkelerinin sınırları belli olan dış politikaları kapsamında kalsalar bile, kendi anlayış, yorum ve tarzlarını yansıtırlar sorumluluk alanlarına. Dolayısıyla, aynı göreve gelen her yeni büyükelçi, eski halefinden veya ondan da öncekilerden farklı bir üslup benimseyebilir. Dış politikada çerçeve belli olsa dahi diplomatların kendi filtrelerinden geçen olaylar, merkeze, söz konusu diplomatın bakış açısıyla akseder.

Daha önce hatıratını okuduğum ve yine Atina’da görev yapan diplomatlardan olan Emekli Büyükelçi Deniz Bölükbaşı da (emekliliğin ardından siyasete girmişti), kitabındaki ‘Atina’da fırtınalı yıllar: 1988-1991’ başlıklı bölümde, diplomatların mizacı ve düşünce dünyasının merkeze aktarılan olaylarda ciddi etkisi olduğundan bahseder.

Doğrusu, Ali Tuygan’ın kitabını kütüphaneme yerleştirirken dahi merak etmiştim, acaba Atina’da büyükelçilik yapmasının ardından Türk-Yunan ilişkilerini nasıl yorumluyordu?

Yoğunluktan dolayı yaklaşık bir aydır rafta bekleyen ‘Gönüllü Diplomat’ı en sonunda okuma fırsatı yakaladım. Tuygan’ın yorumları, analizleri hoşuma gitti.

1997 ile 2001 yılları arasında Atina’da büyükelçi olarak görev yapan Ali Tuygan, kitabının ‘Atina Yılları’ başlıklı bölümünde, hem Yunanistan’daki kişisel hayatını, hem de diplomat olarak yaşadıklarını aktarıyor.

Türk-Yunan ilişkilerinde bilinen ve bir türlü çözülemeyen, kısa dönemde çözüleceğine pek de inanmadığım malum sorunlara girmeden, Tuygan’ın kitabında yer verdiği, benim de içtenlikle katıldığım bir-iki paragrafını aktaracağım:

“Yunanistan 2011 yılında çok ciddi, aslında iflas anlamına gelen bir ekonomik kriz içerisine düşmüş olabilir. Krizler, can yaksa da, ulusal gururu rencide edici durumlarla karşılaşılsa da gelip geçiyor ama ülkeler haritadan silinmiyor, kurumsal kazanımlar kalıcı oluyor. Yunanistan da bu sıkıntılı dönemi aşacak, ancak Simitis sonrası dönemde yapılan büyük yanlışların bedelini ödeyecektir. Şimdi sorun ekonominin canlandırılması olmakla beraber bunun hemen yanı başında siyasete güvenin ihyası bulunmaktadır.

Arada bir de olsa, Yunanistan’a, karşısında bulunduğu mali sorunlar nedeniyle biraz yukardan baktığımız izlenimi veren beyan ve değerlendirmeler görüyorum. Bunları okuduğumda şöyle düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum: ‘Evet, karşısında bulundukları ekonomik kriz çok ciddi. İnsanlar yıllarca sıkıntı çekecek. Biz ekonomik açıdan çok farklı bir noktadayız ama bizim ulusal gündemimiz de sıkıntı dolu değil mi?’”

Ali Tuygan’ın Atina’da neler yaşadığını, Türk-İsrail ilişkileri, ABD ile ilişkiler veya Arap Baharı ile ilgili görüşlerini ve son tahlilde 40 yıllık diplomatlık hayatında başına neler geldiğini öğrenmek istiyorsanız, ‘Gönüllü Diplomat’ı okuyun derim.

Ali Tuygan

Gönüllü Diplomat:

Dışişlerinde Kırk Yıl

Şenocak Yay., Nisan 2012