EVREN DEDE

Evren Dede

Paralel devlet

Yunanistan’da Altın Şafak Partisi’nin ekonomik krizle birlikte durdurulamayan yükselişi ülkedeki aklıselim sahibi herkesin derdi. Özellikle göçmen aleyhtarı tavrıyla taraftar toplayan Altın Şafak, yabancı düşmanlığını, kini, nefreti ilke edinmiş, ırkçılık ve Nazi ideolojisini benimsemiş, açıkça şiddetten kaçınmayan bir örgüt olarak son anketlerde üçüncü sıraya yükselmiş durumda. Altın Şafak sorununda durum ciddi, ve kriz derinleştikçe tehlikenin boyutu büyüyor.

Bugüne kadar kenarda köşede dile getirirdi Altın Şafak’çılar rejimle çatışmalarını. Artık kameralar önünde açıkça çatışıyor, ülkedeki parlamenter demokratik düzeni reddediyor, hatta Parlamento’ya soktukları milletvekilleriyle kenarda köşede gerçekleştirdikleri şiddeti Parlamento’nun içine taşımaktan korkmuyorlar.

Son bir aydır Yunan basını, Altın Şafak’ın durdurulamayan yükselişini ve örgütün kanundışı uygulamalarını (şiddet kullanmalarını) daha çok dile getirmeye ve tehlikenin boyutuna dikkat çekmeye çalışıyor. To Vima gazetesinin 12 Eylül tarihli sayısında Tasos Barlas imzasıyla yayımlanan ‘Altın Şafak Paralel Devletine Hayır!’ başlıklı makale, bu tepkilerden sadece biri.

Biliyorum, Tasos Barlas’ın makalesinde ‘paralel devlet’ olarak ifade ettiği yapıya kimi ülkelerde ‘derin devlet’ diyorlar. Yazarın ifade ettiği şekliyle paralel devlet, yan devlet veya derin devlet mekanizmasının Yunanistan ayağını ve aydınların tepkisini göstermesi açısından Tasos Barlas’ın Türkçeye çevirdiğimiz makalesinden bazı bölümleri aktarmakta fayda var:

“Yunanistan Parlamentosu’nda temsil edilen yasal bir parti tarafından (Altın Şafak) Cunta’dan tam 60 yıl sonra ilk kez ülkede paralel devlet mekanizmasının kurulması için uğraş veriliyor. Son paralel devlet mekanizması kalıntılarını yedi yıl süren diktatörlük sırasında tanımıştık ve bu kalıntılar demokrasiye geçildikten birkaç ay sonra dağılmıştı.

Bugün ise Altın Şafak Partisi’nin saldırı taburlarıyla ve şimdilik diğer siyasi partilerin gösterdiği toleransla, katı bir paralel devlet mekanizması oluşturuyorlar. Bakınız bu mekanizma geçtiğimiz günlerde Altın Şafak taburlarının göçmenlere karşı saldırılarıyla Peristeri’de, Mesologgi’de ve Metamorfosi’de kendini iyiden iyiye hissettirdi.

Yunan devleti geç kaldı! Altın Şafak Partisi, Nazi ve faşist özelliklerini, ilk ortaya çıktığı andan bu yana uzun yıllardır göstermişti. O zamanlar demokrasi için de tehlikeli sayılmamıştı. Yetkililer Altın Şafak’ı küçük su damlacıklarıyla karşılaştırmışlar, siyasetçilerimiz de Altın Şafak’ı yasadışı ilan etmeyip yataklarında rahatça uyumuşlardı. Ancak yılanın yumurtası, Atina’nın fakir semtlerinde ve erişimi zor olan okullarında kuluçkadaydı. 2009 yılında dahi demokrasi için tehlikeli sayılmadı Altın Şafak. Ve bu yumurtadan, Yunan toplumunu saran yılanlar ortaya çıktı.

Şimdi Altın Şafak gerçek yüzünü gösteriyor. Kendi ideolojisine uymadığını saydığı her şeyi (herkesi) dövüyor, yaralıyor ve yakıyor. Altın Şafak’ın yan devlet saldırı taburları Yunan Parlamentosu’nda da bulunuyor; zehirli yılanlar parlamenter örtülerinin altına saklanarak vuruyorlar.

Biz çağrımızı yenileyelim: Yunanistan’daki tüm siyasi güçler daha fazla gecikmeden işbirliğine giderek, yaratılmaya çalışılan paralel devlet mekanizmasının ayaklarını yerden kesmelidir. Bugün dört bir tarafa yayılan bu faşist fırtınaya karşı çıkmalıyız. Çünkü Yunanistan’da bir kez daha demokrasi galip gelmeli ve paralel devlet mağlup olmalıdır.”