ARA
Her şey 1915 erozyonuyla başladı
Doğa Derneği Başkanı Güven Eken, Anadolu Ermenilerinin, üzerinde yaşadıkları toprakla kurdukları, kökleri binlerce yıl öncesine dayanan yakın ilişkiye dikkat çekerek, “Asırlardır bu topraklarda yaşayan insanlar, bir anda ortadan kaybolunca, onların varlığıyla oluşan bütün zenginlik de kayboldu” dedi.
Nerden baksan tutarsızlık
Başepiskopos Aram Ateşyan’ın yukarıda özetlediğimiz açıklamaları, her şeyden önce, Ermeni toplumunu küçümseyen bir bakış açısının ürünü. Patrik II. Mesrob’un hastalanmasından bu yana, üç yıldır fiilen Patrikhane’nin yönetimini elinde tutan ve bu süreçte, başta bir patrik veya eş-patrik seçilememesi olmak üzere, pek çok konuda aldığı kararlarla Ermeni toplumunun büyük bölümünün tepkisiyle karşılaşan Başepiskopos Ateşyan, bildiğini okumaya, halkının taleplerine kulak tıkamaya devam ediyor.
Başepiskopos Ateşyan’ın dediği dedik, çaldığı düdük
Başepiskopos Aram Ateşyan, Jamanak gazetesine verdiği röportajda yine çok tartışılacak açıklamalarda bulundu. Sivil merkezi yönetim arayışından vakıf seçimlerindeki usulsüzlüklere, Bodrum’da satın aldığı evden Patrikhane’nin gelir-gider dengesine kadar pek çok konuda yaptığı açıklamalar, Başepiskopos Ateşyan’ın “ben bilirimci” tavrının son örneği.
Resmi tarihi sınıfta bırakan 10 çürük tez
Fransa’da kabul edilen Ermeni Soykırımı’nın inkârına cezayi müeyyide öngören yasayla birlikte resmi tarih tezinin 1915 masalları medya ve kamuoyunda yeniden gündeme geldi. 1915 ile ilgili ‘resmi iddiaları’ 10 başlıkta topladık. Her iddiayı, tarihsel veriler eşliğinde değerlendirdik. Ortaya çıkan sonuç resmi tarih savunucuları açısından vahim: Bu çürük tezlere dayalı resmi anlayışla Türkiye uluslararası alanda kimseye hiçbir şey anlatamaz. Kaldı ki Türkiye’de de artık “Bu masallara karnımız tok” diyenlerin sayısı giderek artıyor.