Her şey 1915 erozyonuyla başladı

Doğa Derneği Başkanı Güven Eken, Anadolu Ermenilerinin, üzerinde yaşadıkları toprakla kurdukları, kökleri binlerce yıl öncesine dayanan yakın ilişkiye dikkat çekerek, “Asırlardır bu topraklarda yaşayan insanlar, bir anda ortadan kaybolunca, onların varlığıyla oluşan bütün zenginlik de kayboldu” dedi.


DOĞA DERNEĞİ BAŞKANI GÜVEN EKEN:

“1915 olaylarının toplumun doğası üzerine etkileri Türkiye’de de, dünyada da yeterince araştırılmadı. 1915’in doğa üzerindeki etkileri ise hemen hemen hiç düşünülmedi.'

 

 

 

 

 

 

 

EMRE ERTANİ 
emreertani@agos.com.tr

Doğa Derneği Başkanı Güven Eken, Radikal gazetesinde 24 Ocak’ta ‘Ermeni erozyonu’ başlıklı yazısında 1915’e siyaset, sosyoloji ve tarih dışında, ilk defa ekolojik bir açıdan yaklaştı. Eken, “1915 olaylarının toplumun doğası üzerine etkileri Türkiye’de de, dünyada da yeterince araştırılmadı. 1915’in doğa üzerindeki etkileri ise hemen hemen hiç düşünülmedi” diye yazdı. Anadolu Ermenilerinin, üzerinde yaşadıkları toprakla kurdukları, kökleri binlerce yıl öncesine dayanan yakın ilişkiye dikkat çeken Güven Eken, 1915’in doğada yarattığı tahribatı Agos’a değerlendirdi.

‘Konuşmanın zamanıdır’

Anadolu’nun bütün illerini ve neredeyse bütün ilçelerini gezdiğini belirten Eken, 1915’te Ermenilerin topraklarından edilmesi ile kırsal alanda çok büyük bir boşluk oluştuğunu anlatıyor. Ermeni Tehciri ile kırsal alanın boşaltılması sonucunda Doğu Anadolu’daki doğayı kullanmayı, toprakları işlemeyi bilen insanların kaybolduğunu, doğanın da bundan zarar gördüğünü ise şu sözlerle dile getiriyor: “Binlerce yıldır bu topraklarda yaşayan insanlar bir anda ortadan kaybolunca, onların varlığıyla oluşan bütün zenginlik de kayboluyor. Bu tip meselelerde tarihe baktığımızda, sadece özne ile ilgileniyoruz. Fakat öznenin ilişkide olduğu bütün varlıkların da yaşamı değişiyor. 1915 olaylarından sonra Doğu Anadolu’da köylerin boşalmasından sonra orada yaşanan değişime dikkat çekmek için Radikal’de yayımlanan yazıyı kaleme aldım. Bu konuyu gündeme getirdim, çünkü konuşulmasını ve tartışılmasını istiyorum. Yıllardır gündeme getirmek istediğim bir konuydu bu.”

Eken, erozyon söz konusu olduğunda, hep toprağın erozyona uğramasından bahsedildiğini ama kültürün, toplumun ve insanların da erozyona uğradığına dikkat çekiyor. Toprak erozyona uğradığında onun üzerindeki bütün zenginlik, bereket ve çeşitliliğin yok olduğuna işaret eden Eken, insanlar erozyona uğradığında ise, insanlarla birlikte ilişkide oldukları her şeyin de yok olduğunu söylüyor. Eken, “Özellikle kadim tarım toplumları, topraktan aldıkları kadarını muhakkak yerine koymalılar ki o bölgede yaşam devam etsin. Bugün bu yapılmadığı için gezegen yok oluşun eşiğine geldi. Anadolu toplumları bunu çok iyi çözmüşler. Doğa ile uyum içinde yaşamayı çok iyi öğrenmişler, doğadan ne aldılarsa yerine koymuşlar” diyor.

Eksi 45 derecede tarım

Doğu Anadolu’daki Ermeni köylerinde yapılan tarımın çok ilginç ve farklı olduğunu belirten Eken, “Bu bölgede sıcaklık eksi 40-45 dereceye kadar düşüyor ve arazide 45-50 derecelik bir eğim söz konusu. Fakat Ermeniler bu kadar aşırı eğim ve soğuğa rağmen tarım yapmışlar. Bu tür bölgelerde tarım yapmak, düz bölgelerde tarım yapmaya benzemiyor. Toprağı çok dikkatli kullanmak lazım. Bu toprağı işlemek için gerekli bilgi ise, binlerce yılda birike birike oluşmuş. Erzurum, Van ve Muş gibi bölgelerde tarım bir zanaata dönüşmüş. Bu Anadolu’ya özgü bir şey ve muazzam bir bilgi söz konusu. Fakat insanlar 1915’te erozyona uğrayınca, toprak da erozyona uğradı” diyor.

Olumlu tepkiler aldı

Radikal gazetesinde yayımlanan yazısına çok olumlu tepkiler geldiğini belirten Eken, okuyucularının Osmanlı’nın zorunlu iskân politikasına tabi tutulan Türkler ve mübadeleye tabi tutulan Rumların da aynı sorunu yaşadığını dile getiriyor. Tarım dendiğinde hep modern tarımın anlaşıldığına dikkat çeken Eken, Anadolu’da muazzam bir halk tarımı olduğunun altını çiziyor.  Konuyu araştırılması için gündeme getirdiğini söyleyen Eken, “Ermeniler gibi tarihi kesintiye uğramış kırsal toplumlar için bu daha da ileri derecede bir bilgi boşluğu yaratmış. Bırakın bunları tartışmayı, kimse bu konuda soru dahi soramıyor. Bütün bu bilgiler yok edildiği için bugün GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) kullanılmaya başlandı” diyor.

 

 

Kategoriler

Güncel Gündem

Etiketler

Doğa