ARA
"Geçmişle yüzleşmek yalnızca dünle ilgili değildir; bugünkü özgürlük ve yarının adaleti için zorunlu bir adımdır"
4 Mayıs'ta Berlin’de 1937-38 Dersim Tertele (Soykırım) anıtı açıldı. Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu (FDG), Dersim Kültür Derneği Berlin öncülüğünde başlatılan ve tasarımı Sanatçı Ezgi Kılıçaslan’a ait olan Soykırım Anıtı’nın açılışı Kültür Binasının bulunduğu Waterloo-Ufer adresinin yanındaki parkta gerçekleşti. Dersim’den getirilen anıtın açılışı Kırmançki-Kurmanci ve Türkçe, gülbenkler, klamlar ve ağıtlarla gerçekleşti.
Açılış törenindeki konuşmacılar arasında yer alan Taner Akçam, "Geçmişle yüzleşmek yalnızca dünle ilgili değildir; bugünkü özgürlük ve yarının adaleti için zorunlu bir adımdır. Geçmiş yaşanıp bitmiş bir tarih değildir; geçmiş, bugünümüzün yarınıdır" dedi.
Govdun ve Tödürge Ermenilerinin bir dilekçesi
Bilgi toplama görevi Rusya’nın Samsun konsolosuna verilir. Samsun konsolosu gönderdiği yazıda, dilekçe sahibi Ermenilerin barışçıl çiftçiler ve iyi hal sahibi olduklarını ve Rusya’ya göç etmek istemelerinin nedeninin “Türk idaresinin dayanılmaz keyfiliği ve rüşvetçiliği” olduğunu, ayrıca köylerinde iskan edilen Çerkes, Laz ve Acaralı muhacirlerin sürekli cezasız kalan soygunları olduğunu ifade etmiştir.
Çalık Holding'den tazminatını isteyen işçi dövüldükten sonra hayatını kaybetti
Tazminatını istemek için Çalık Holding’in Şişli’deki binasına giden eski çalışan Erol Eğrek, güvenlik görevlisi olduğu belirtilen yaklaşık 10 kişi tarafından dövüldükten sonra hayatını kaybetti. 1'i polis, 6 kişi gözaltında alındı, dört kişi tutuklandı, iki kişi adli kontrolle serbest.
Pangaltı Derneği 'Vay Başıma Gelen' oyununu sahneliyor
Pangaltı Mıhitaryan Okulu, kuruluşunun 200. yılı vesilesiyle etkinlikler düzenlenmeye devam ediyor. ‘Vay Başıma Gelen’ oyunu, 12-16-20-23 ve 30 Mayıs’ta Getronagan Lisesi’nden Yetişenler Derneği’nde.
Unutmanın karşısında: Kader Attia’nın kapıları, sessizliğin hafızasını taşıyor
Paris’te doğup Cezayir’de ve Fransız metropolünün banliyölerinde büyüyen Kader Attia, “Asesinos! Asesinos!” adlı yerleştirmesiyle Arter’in konuğu. Detroit’ten gelmiş 100 ahşap kapı ve tepelerine iliştirilmiş 37 megafondan oluşan bu büyük ölçekli yerleştirmeyle sanatçı, bastırılmış hakikatlerin, kolektif travmanın ve toplumsal iyileşmenin sessizce dile geldiği bir alan yaratıyor. “Asesinos! Asesinos!”, cezasız kalmış şiddetle ve unutturulmuş hafızayla sanat aracılığıyla yüzleşmenin bir biçimi olarak 3 Ağustos’a kadar ziyaret edilebilir.
Patrik Bartholomeos: Ruhban Okulu, 2026'da açılabilir
Ekümenik Patrik Bartholomeos, 1971'den beri kapalı olan Heybeliada Ruhban Okulu'nun 2026'da tekrar açılma ihtimaline dair iyimser olduğunu söyledi.
AP’den Ankara’ya Erivan–Bakü normalleşmesinde daha güçlü rol alma çağrısı
Avrupa Parlamentosu’nun yeni Türkiye raporu, Ermenistan’la ilişkilerin normalleşmesini memnuniyetle karşılarken, Ankara’nın Güney Kafkasya’da barış için daha kararlı adımlar atması çağrısında bulunuyor. Türkiye'ye ağır eleştiriler içeren rapora, Türkiye Dışişleri Bakanlığı tepki gösterdi.
PKK, kongresini 5-7 Mayıs'ta yaptığını duyurdu
PKK, hapisteki liderleri Abdullah Öcalan’ın örgütün kendini fesih etmesi çağrısından iki ay sonra, bugün kongresini 5-7 Mayıs arasında topladığını açıkladı. Ancak örgüt alınan kararları açıklamadı, ayrıntıların yakın zamanda kamuoyu ile paylaşılacağını duyurdu.
“İşkenceyi toplumun örtülü desteği meşrulaştırıyor”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alınmasının ardından başlayan protestolarda polis şiddetinin vardığı boyutlar tartışma konusu oldu. Emniyet Genel Müdürlüğü işkence iddialarını yalanlamakla kalmadı, gözaltında işkence ve çıplak arama yapıldığı iddialarını paylaşanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Son olarak 1 Mayıs eylemlerinde gözaltına alınanların sokakta maruz kaldığı kolluk şiddeti gündem yarattı. Türkiye’nin işkenceyle imtihanını anlamak için Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu Üyesi adli tıp uzmanı Prof. Dr. Ümit Biçer’in kapısını çaldık.
Herkes acı çekti peki Ermeniler niye aşamadı?
İlk önce üzerinde durmak istediğim Patrik Maşalyan’ın açıklamasında dikkat çektiği gerek o dönemde gerek sonrasında Türkiye’de birçok kesimin ve halkın acı çektiği saptamasıdır. Bu söylediği yanlış mı? Hayır, değil. Şüphesiz böylesi küresel savaşlarda pek çok kişi ve kesim acı çeker. Peki öyleyse Ermeni Soykırımı’nı farklı yapan ne? Bu da tarih içinde yaşanan bunca acıdan biriyse onu hazmedilmesi ve unutulması zor bir kayıp yapan nedir? Ermeniler neden üç-dört kuşak sonra dahi bir türlü bu kaybı aşamıyor? Kanımca bu soruya bir-iki cevap verilebilir. Ama ilk önce cevap ne değil, onu söyleyeyim.