BASKIN ORAN

Baskın Oran

İÇLİ DIŞLI

Türkiye’nin en seçkin üniversitesini kontrole alabilmek için önce bir “seyyar kayyım” atadılar rektör diye. Bu zat, yanına 2 adet yardımcı bulabilmek için bir ay uğraştı, sonra baktı bunun daha yönetim kurulu var, senatosu var, böyle götürebilmesi çok yaş iş, anlaşılan akıl da verdiler ve dediler ki, ‘Olum, sana arkasını dönenlerle uğraşacağına sen buraya TIR’larla hoca taşı, burayı kestirmeden fethet’.

Telefonda ısrarla davet etmişti. Feyhan’la ilk İstanbul seyahatimizde evine yemeğe gidiyoruz. Kapı gibi, kollarıyla bi sardı mı seni neredeyse yok eden bir Fırat. Daha doğrusu, hemen ve utanarak öğrendiğim kadarıyla Hrant. Utanmak, çünkü bu bir avuç insana adlarını bile söyletmeyen egemen etno-dinsel gruptan biriyim. Müslüman ve Türk’üm.

İçişleri Bakanı'nın bugünkü siyasi atmosfere zararlı hale gelen eski demeçleri sosyal medya platformlarından TRT tarafından kaldırılıyor. Bu nevzuhur icadın kullandığı esbab-ı mucibe ise en az kendisi kadar ilginç.

Ben gazeteci değilim. Ama bu yazımla gazetecileri atlatıyorum ve TBMM’deki muhafazakar milletvekillerinin geçtiğimiz günlerde gündeme getirdikleri ve çeşitli engellemeler sonucu kabul edilen çok önemli bir kanundan bahsetmek istiyorum

Teklifin 43 maddesinden sadece 6’sı kitle imha silahlarıyla ilgili. Bu silahların yayılmasını engellemek dışında her şey var teklifte. Özellikle de muhalif dernek ve vakıfları kanunen ve/veya fiilen kapatacak her şey. O kadar ki, gerçek adı “Dernekleri İmha Etmeye İlişkin Kanun Teklifi” olmalıydı

AKP+MHP iktidarının devleti nasıl yönetemediğini resmî örnekleriyle anlatan iki yazı planlamıştım bu hafta için. Erteledim. Kendi kendini her saniye zemmeden “Reform” sürecinin yeni bir kilometre taşını yazacağım: Dersim Vakfı’nın Türk yargısı tarafından “Dersim” kelimesi yüzünden yasaklanmasını.