BASKIN ORAN
“Mülakat Odası”
İ. H. Merkezi’nin henüz yayınlanmamış raporunda, gözaltına alınmış kişilerle camlı bir odada yapılan görüşmeler anlatılıyor. Burada fevkalade rahatsız edici sahneler var. Bu kişilerin “mülakat”ta sinkaflı hakaretler gördüğü, çıplak soyulduğu, soğuk suyla ıslatıldığı, şişe ve benzeri cisimler sokulmakla tehdit edildiği…
Yeni sermaye transferimiz: Doğalgaz ve elektrik kesintileri
İktidarın enerji politikası ülkenin normal beslenmesi üzerine değil, kendisine yakın şirketlerin anormal beslenmesi üzerine düzenleniyor. Bu açıkça bir sermaye transferi.
S. Aksu ve S. Kabaş bağlamında “Diktatör” kavramı
TDK sözlüğü “diktatör”ü “Bütün siyasi yetkileri kendinde toplamış bulunan kimse” diye tanımlıyor. Bence bu kavramın en basit tanımı şöyle: Kendi koyduğu kurallara uymayan kişi.
Alice Harikalar Diyarında (yeni bölüm)
Tercümesi: Öcalan Demirtaş’a öfkeli, ondan hesap soracak. Uygulaması: 22 yıldır ağırlaştırılmış müebbetten yatan Öcalan’dan HDP’ye karşı çıkan bir mektup alınacak. Hani Erdoğan tersini söylemiş yani ‘S. Demirtaş Öcalan’dan hesap soracak’ demiş olsaydı biraz daha mantıklı gelecekti.
İslam ve Allah hiç bu kadar istismar görmemişti
Erdoğan’ın arkasını toparlayacağım diye perişan olmuş durumda Diyanet. Çünkü dört dörtlük bir hile-i şer’iyye olan “Kur korumalı TL Mevduatı” hikayesinde ne diyeceğini ne yapacağını şaşırdı.
Önce karar verelim: Faiz haram mıdır?
Ne yapıyor Kanuni? Ekonominin kitabını yazmadığından, Bakara Suresini duymadığından olacak, ferman çıkartıp ihtiyaç sahiplerine %12 faizli krediyi yasallaştırıyor. Yine Bakara Suresini duymamış olan Şeyhülislam Ebussuud Efendi’nin fetvasıyla.
2021’in sonu: Üfürdüğünü çaktırmadan yalama vakti
Her yıl sonunda gazetelerde muhasebe yapılır. 2021, özellikle sonu itibariyle, epeydir yaşadığımız en önemli zaman dilimi oldu. En az üç açıdan.
Zor yazı
Sadece şunu söyleyip bile bırakabilirim aslında: Ben, düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlanamayacağını ondan duyup öğrendim.
Zamanımızın en meşhur zamazingosu
İktidara karşı olup da terörist olmayan kimse veya kuruluş kalmamış vaziyette şu anda. Türleri, yalan terörü, muhalefet terörü, Gezi terörü, öğrenci terörü, ekonomi terörü, gıda terörü, finans terörü, faiz terörü… diye giden bu yaftalara bikaç örnek verelim
Vatandaşı ne hallere soktular, yazıklar olsun
Açılan dava sayısının nasıl bir zirve oluşturduğunu , daha önceki cumhurbaşkanlarının açtıklarıyla karşılaştırıp öyle görelim: Süleyman Demirel - 158 dava. Ahmet Necdet Sezer - 163 dava. Turgut Özal - 202 dava. Kenan Evren - 340 dava. Abdullah Gül - 848 dava. Recep Tayyip Erdoğan – 38.581 dava .