BASKIN ORAN

Baskın Oran

İÇLİ DIŞLI

EDP’nin, (Erdoğan Dış Politikası) tamamen iç politika kaynaklı dış politikasının yanı sıra, Kanal İstanbul’un daha doğrusu Kanal Erdoğan’ın durup dururken Türkiye’nin başına korkunç bir bela açacak olması var: Montrö’nün tartışmaya açılması. Ki, Türkiye bundan daima fena ürkmüştür.

Kendi direktifiyle hazırlanmış bir yasa tasarısının yine kendisi tarafından veto edilişi bir ilk. Çünkü yandaş sermayeyi biraz daha semirteyim derken, halkı 2,5 yıl daha zehirletmenin kendisine oy kaybettireceğinin farkına nihayet vardı.

Mümtaz Abi’yle uzun zaman simetrik bir paralelizm içinde olduk. İkimiz de Türk Devleti’ni babamız olarak gördük. Mümtaz Abi kendi doğrultusunda gittikçe hızlanarak devam etti. “Kesin Çözüm”ü önerene değin. Ben ise, zaman geçtikçe ve öğrendikçe çok farklı düşünmeye başladım. Devlet’ten, İnsan’a geçmiştim.

Şimdi nereden geldi aklına cumhuriyet konusunu sorgulamak, derseniz: Son olarak CB Erdoğan gündeme getirdi de, oradan geldi: “Cumhuriyete en büyük katkıyı şahsımın başında bulunduğu hükümetler yapmıştır” . “

MEB istatistiklerine göre 5.138 tane imam-hatip’in (orta+lise) faaliyette olduğu, son bir yılda da 798 tane yenisinin açıldığı Türkiye’de, kapatılmış durumdaki tek Hıristiyan imam-hatip okulu kapalı kalsın diye birdenbire düzenlenen böyle bir “panel” niçin?