Ya diğerleri?

Suriyelileri vatandaşlık verme hazırlıkları bir yandan AKP’nin diaspora Ermenileri ve Rumları için daha önce verdiği sözleri de hatırlattı. Konu üzerinde çalışan akademisyenler tartışmaları Agos’a değerlendirdi.

‘Yasal güvence şart’
Doç. Günay Göksu Özdoğan/ Marmara Üniversitesi

“Suriyelilerle zamanında Türkiye’den göç etmek zorunda kalanların vatandaşlık durumları birbirinden çok farklı konular. Vatandaşlık verilmesinin en önemli sorunu, halihazırda bir yasal güvencenin olmaması. Yani, bugün cumhurbaşkanının inisiyatifiyle yasal güvencesi olmadan vatandaşlık alan Suriyeliler, yarın bir başkasının inisiyatifiyle bu haklarından mahrum kalabilirler.

Öte yandan Suriyelilere vatandaşlık verilmesindense onları mülteci statüsünde saymak, çok daha doğru olurdu. Çünkü iş böyle olunca, doğal olarak insanlarda bunun bir ‘potansiyel oy’ olma ihtimalini düşündürüyor. Bu da çok tatsız bir şey.

Bu durum diasporada yaşayan Rum ve Ermeniler için de geçerli. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ve Bakan Ömer Çelik, zamanında ataları Türkiye’den göç edenlerin yakınları için Türkiye’ye dönüş çağrısı yapmış ve onlara vatandaşlık vaat etmişti. Ancak o zaman da bunun herhangi bir yasal güvencesi yoktu. Bu olmadan kimse risk almaz. 

‘1071’den önce burada olanlar unutulmasın’
Prof. Dr. Baskın Oran/Ankara Üniversitesi 

“En müfrit AKP’li bile kabul eder ki, Suriyelileri vatandaş yapmak istemenin sebebi, bu zavallı insanları oy deposu olarak kullanmak gibi bir fırsatçılıktır.

Bundan bağımsız olarak, en müfrit AKP’li bile, satılmadan elde kalmış bir TOKİ evi veya işçi yerleştirecek bir kadro varsa şu anda vatandaş olana verilsin ister.

Eğer AKP iktidarı gerçek bir devlet gibi hareket etmek istiyorsa, muhalefetle birlikte oturup medeni ve akılcı bir göç ve vatandaşlık politikası inşa etmelidir. Aksi halde taleplerden serseme dönecek ve kimseyi memnun edemeyecektir: Ahıskalısı, Afganı, Kıbrıslısı, B. Trakyalısı, Bulgaristanlısı, herkes Pandora’nın Kutusu’ndan fırlayacak ve AKP’yi şaşkına çevirecektir.

Böyle bir göç ve vatandaşlık politikası, eğer Türkiye Cumhuriyeti kan ve din esasına göre değil de toprak kardeşliği esasına göre kurulmuşsa, en önce, biz Türklerin bu topraklara 1071’de gelişinden asırlar önce bu topraklarda yaşamakta olanların torunlarına bu imkân tanınmalıdır: 1915’te sürüp çıkardığımız Ermenilerin çocukları, 1964’te sürüp çıkardığımız Rumlar başta olmak üzere.

AKP unutmasın: Bu ülkede Gayrimüslim azınlıklar sadece 1950-60 Demokrat Parti döneminde bir parça rahat ettiler ve hep ona müteşekkir kaldılar. Tüm medeni dünya da aynı şeyleri hissetti. AKP unutmasın: DP temelinden geliyor, İttihatçı temelinden değil.

Buna ilaveten, 1971 ve 80 askerî darbelerinin yaptığı tahribat bu meyanda onarılmalıdır. O zamanlar vatandaşlıktan mahrum edilenler unutulmamalıdır.

Yani, Suriyeli oylarına konmak için bu perişan insanları istismar etmeye kalkmak AKP’ye çok pahalıya patlar.  

‘Osmanlı sadece Arap ve Müslüman değildi’
Prof. Dr. Ayhan Aktar / Bilgi Üniversitesi

Bilgi Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Ayhan Aktar Suriyelilerin yanı sıra Türkiye’yi terketmek korunda kalmış herkese vatandaşlık verilebileceği görüşünde. Agos’a konuşan Aktar şöyle dedi:

“Emekli Büyükelçi Volkan Vural bir süre önce 100 yıl içinde şu ya da bu nedenle Türkiye’yi terketmek zorunda kalmış olanların torunlarını vatandaşlığa kabul edelim, diye bir öneri ortaya atmıştı. İş açmak istiyorlarsa kredi verelim, askerlik şartı aramayalım demişti. Bu gündeme gelebilir. Osmanlı sadece Arap ve Müslüman değildi”

Kategoriler

Türkiye Diaspora Gündem