10 Ekim davasında 3. gün: "Bakanlıktan gelenler söylemem gerekenleri anlattı"

10 Ekim Ankara Katliamı davasının bugün üçüncü oturumu başladı. Duruşma sanık ifadeleriyle devam ediyor.

10 Ekim 2015’te Ankara'da barış mitingine düzenlenen canlı bomba saldırısında 101 kişi hayatını kaybetmiş, saldırı cumhuriyet tarihinin en kanlı saldırısı olmuştu. 

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın üçüncü gününde Antep Hapishanesi'nde tutuklu bulunan ve duruşmanın ilk günü mahkemeye getirilmeyen üç sanık da duruşmaya getirildi.

3. gün polisin ailelerin salona girişini engellemeye çalışmasıyla başladı. Tepkiler üzerine aileler salona alındı. Müşteki avukatları Mahkemenin ailelerin salona girişini engelleyen polis hakkında suç duyurusunda bulunmasını talep etti

Sanık Yakup Şahin'in yeğeni sanık Hakan Şahin savunmasını yapıyor.

bianet’te yer alan habere göre savunmasına devam eden Şahin şunları söyledi: 

“HKN Hakan' kod ismi bana ait değildir. Kod isimler gizlenmek için kullanılır. Eylemde kullandığım yani eylemde kullanılan aracı amcamın sağlık sigortası bozulmasın diye üstüme aldım. Aracın böyle bir eylemde kullanılacağına dair bilgim yoktur.”

“İddianamede örgütten maaş aldığım belirtilmiş. Bunun ödeme belgeleri ile kanıtlanmasını istiyorum böyle bir ödeme yoktur.

“DAEŞ okula gidenleri müşrik ve kafir olarak değerlendirir bana okul için neden para versin ki bu iddia gerçek dışıdır.”

"Ankara ilinde canlı bombalarla iletişimim yoktur. Canlı bombalar olay yerine taksi ile tek başına gitmiştir. Bağlantım yok."

"Savcılığa ifade vermeden önce iddiaları kabul edersem 3-5 ay yatıp çıkacağım belirtildi. Ben bu yüzden savcılıkta uydurdum. Hatta Cezaevine Bakanlıktan geldiğini söyleyen kişiler geldi ve savcılıkta söylemem gerekenleri anlattılar."

Adalet için Hukukçular’ın sosyal medya hesabından geçtiği bilgilere göre sanık Alçay özetle şunları söyledi:

"3 yıldır ben herhangi derneğe gitmedim. Daha önce Genç Muvahitler ve Vahdet Vakfına bir kaç defa gitmiştim."

"Polis bana "zülkarneyn olsan bu ifadeden sonra cezaevinden çıkamazsın." dedi."

"(Heyet başkanının sorusu üzerine): İfademdeki çelişkiler TEM şubede 3 gün hücrede kaldığım içindir"

"Söz konusu aracı Halil İbrahim Durguna ben sattım. Ama onun borçlarından dolayı aracın devri bende kaldı."

"Örgütün iddianamedeki eğitimlerini almak ciddi mesai gerektirmektedir. Benim böyle bir zamanım hiç olmadı."

"Ben bi firmada muhasebeciyim, işinde gücünde biriyim ve bir örgüte ayıracak vaktim yoktur."

Duruşma, sanık İbrahim Halil Alçay'ın ifaxdesinin ardından çapraz sorgusuyla sürüyor.  

Sanıktan “polisler selfie çektirdi” sözleri

Duruşmanın dünkü celsesinde sanık Yakup Şahin konuşmuştu.

Evrensel’de yer alan habere göre Şahin, katliam günü önden kontrolcü olarak Ankara’ya geldiğini, yolda iki kere durdurulduğunu, GBT sorgusunun ardından ikinci araçla buluşup mola verdiklerini söyledi. Yeğeniyle Antep’e döndüğünü söyleyen Şahin, evine gelen sivil polislerce gözaltına alındığını, nezarethaneye yerine polislerin çay içtikleri bir mekana götürüldüğünü anlatmıştı.

 “Polisler bana eline sağlık birkaç da çocuk ölmüş ama önemli değil deyip güldüler. Benimle selfie çektirdiler. Emniyettekiler,  Deniz Büyükçelebi ve İlhami Balı’nın (IŞİD’in Türkiye emirleri) Türkiye’ye gelemeyeceğini söyledi. Emniyettekiler söylediği için bombacının Türkiye’ye gelme işini de onların üzerine attık."

İddianame

Saldırıyla ilgili iddianame 13 Temmuz 2016’da kabul edildi. 36 kişi hakkında dava açan savcılığın iddianamesinde, saldırı talimatını, İslam Devleti (IŞİD) Türkiye sorumlusu İlhami Balı'nın verdiği ifade edildi.

İddianamede, Suruç saldırısını da aynı kişilerin organize ettiği belirtildi. İddianamede, Balı'nın da aralarında bulunduğu 14 sanık hakkında “birden çok kasten öldürme” suçundan 100'er kez ağırlaştırılmış müebbet, “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile kasten öldürmeye teşebbüs etmek suçlarından 5 bin 83 yıldan 7 bin 820 yıla kadar hapis cezaları istendi.

Kategoriler

Güncel Türkiye Gündem



Yazar Hakkında