Soykırım ve “Déjà vu!”

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Fransa ve Danimarka’da 1915’e dair alınan kararlar sonrası gündeme getirdiği “ortak komisyon” önerisine Zoryan Enstitüsü cevap niteliğinde bir mektup yazdı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, geçtiğimiz hafta Fransa ve Danimarka parlamentolarında 1915’e dair alınan kararları değerlendirdi. Hatırlanacağı üzere Fransa Parlamentosu’nun aldığı Ermeni Soykırımı’nın inkar edenlere ceza öngören yasa değişikliği Anayasa Konseyi tarafından iptal edilmiş, Danimarka Parlamentosu da 1915’de olanları trajedi ve 'kanlı olaylar' olarak tanımlamıştı. Fransa’daki kararın, 'ifade özgürlüğüyle çeliştiği gerekçesiyle' iptal edildiğini savunan Çavuşoğlu, siyasetçilerin 'sırf popülizm' uğruna bu mücadeleyi vermelerinin büyük bir yanlış olduğunu söyledi.

Avrupa’da, merkezdeki siyasetçilerin çok fazla 'popülizmin' içinde olmaya başladığını iddia eden bakan “Oy kaybediyorlar, zayıflar. Ülke için çözüm önerileri yok. Danimarka Meclisi’nin aldığı karar bizim için çok anlamlıdır. ‘Tarihle ilgili olaylarda, tarihteki gelişmelerle ilgili görev Meclisin, siyasetçilerin değil; tarihçiler bunu değerlendirsin’ diyor.  Bu da tarihi suistimal etmek isteyenlere esasen çok güzel bir cevap. O yüzden Danimarka Parlamentosu’na çok teşekkür ediyoruz” dedi.

Çavuşoğlu, ortak tarih komisyonu kurulması çağrısını da yineleyerek, “Biz her zaman Ermenistan’a diyoruz ki ‘Gelin kendinize güveniyorsanız, ortak komisyon kuralım. Başka ülkelerden de bilim adamları katılsın. Herkes arşivlerini açsın, biz çıkacak sonucu kabul ediyoruz. Ama bugüne kadar Ermenistan buna yanaşmadı” dedi ve yurt dışındaki Ermeni lobilerin Türkiye karşıtlarıyla işbirliği yaptıklarını, 'Paralelciler, FETÖ’cüler ve tüm Türkiye karşıtları' ile beraber çalıştıkları iddialarında bulundu. Bakan birçok kez Ermenileri tarihi değiştirmek istemekle suçladı.

Çavuşoğlu’nun bu sözlerin üzerine Kanada’daki Zoryan Enstitüsü 'Yine aynı dejavu' sözleri ile başlayan bir cevap kaleme aldı.

Zoryan Enstitüsü, yayınladığı cevapta Ermenilere 1915 olaylarını araştırılması için ortak bir komisyon kurulması teklifinin kelimenin tam anlamı ile Türkiye Hükümeti için bir 'modus operandi' haline geldiğini, Erdoğan ve Davutoğlu’ndan sonra bu kez de Çavuşoğlu’nun bu teklifi ile şaşırtmadığını ifade etti.

'PR çalışması'

Bilindiği üzere 'ortak komisyon' bu konular tartışıldığında Türkiye tarafından sık sık gündeme getirilen bir öneri. Zoryan Enstitüsü bu söylemin tamamen PR (Halkla ilişkiler) amaçlı olduğunu, bu pozisyon ile Türkiye’nin açık fikirli ve Ermenistan ile ilişkileri düzeltme konusunda hevesli olduğu izlenimini yaratmaya çalıştığını düşünüyor.

Zoryan yazılı cevabında son 20 senedir Türkiye’nin Türk-Ermeni ilişkileri konusunda izlediği politikayı da masaya yatırdı. Cevap mektubunun son bölümünde “Türkiye, bu ortak komisyon kurma çabalarını tekrar ederken 2001 yılında kurulan TARC (Turkish-Armenian Reconciliation Commission) komisyonu unutuluyor, oysa TARC 2003 yılında ICTJ (The International Center for Transitional Justice) adlı kuruluşa '1915 olaylarını' incelemek için teklifte bulunmuştu ve ICTJ yaptığı araştırmanın sonucunda 1915’de yaşananların konvansiyon gereğince soykırım olarak adlandırılabileceği, tarihçilerin, akademisyenlerin, politikacıların, gazetecilerin ve diğerlerinin olayları tasvir etmek için soykırım kelimesini kullanabileceği kararını vermiştir. 2010 yılında ise ABD’nin arabuluculuğu ile İsviçre’de,  Türkiye tarafından kapatılan ve ambargo uygulanan Ermenistan sınırının açılması ve diplomatik ilişkilerin tahsisi için imzalanan protokoller Türkiye hükümeti tarafından bugüne kadar rafa kaldırılmıştır. Haziran 2016’da, Alman Parlamentosu Bundestag, Ermeni Soykırımını ve kendi sorumluluğunu da kabul etmiş, müttefiki Osmanlıyı durdurmadığı için kendini suçlamıştır. Bu tasarının kabulünden sonra Türkiye Berlin’den büyükelçisini geri çağırmıştır. Kısaca ICTJ’nin bulduğu sonucu reddeden, politik ve askeri müttefiki Almanya suçunu kabul ettiği halde sorumluluk almayan, Erdoğan’ın “Hiçbir zaman bu suçu kabul etmeyeceğiz” tavrını gördükten sonra Çavuşoğlu’nun ‘ ..... her türlü kararı kabul ederiz' sözlerine güvenilir mi?” ifadesine yer veriliyor.

Çavuşoğlu’nun 'Ermeniler tarihi değiştirmeye çalışıyor!' çıkışına cevaben yazılan mektup 'Türkiye ortak komisyona gitmeyi teklif etmektense, Türkiye-Ermenistan sınırı açmalı, iki ülke arasında diplomatik ilişkiler tahsis etmeli, yazar, gazeteci ve akademisyenlerini taciz etmemeli, rahat bırakmalı ve tarihi gerçeği yani Ermeni Soykırımını ve kendi suçunu müttefiki Almanya gibi kabul etmelidir' önerisi ile noktalanıyor. 

*Modus Operandi: Bir kimsenin çalışma yöntemi veya alışkanlığını tanımlamakta kullanılan Latince bir deyim. Kriiminolojide 'vakanın oluş şekli' veya 'failin yöntemi' anlamında da kullanılır



Yazar Hakkında