Ermenistan’da LGBTI aktivistlerine saldırı

Ermenistan bu hafta, 3 Ağustos günü Shurnukh köyünde, yöre halkının saldırısına uğrayan LGBTI aktivistlerinin anlattıkları ile sarsıldı. Olay ve akabinde yaşanan gelişmeler homofobinin Ermenistan’da hala büyük bir sorun olduğunu, eşit vatandaşlık hakları ve LGBTI üyelerine gösterilmesi gereken saygı konusunda halkın büyük kısmının “sınavı” geçemediğini gösterdi.

Olay sonrasında insan hakları dernekleri, sivil toplum kuruluşları ve ABD Büyükelçiliği yazılı açıklama yaparken, sosyal medya nefret söylemi ile çalkalandı. 9 gencin saldırıya uğradığı ve 2 gencin öldürülünceye kadar dövüldüğü olayın sadece homofobi değil, siyasi dengeler ile ilgili olduğu da anlaşıldı.

“Pink Armenia” (Pembe Ermenistan) aktivist örgütünün olay günü bildirdiğine göre, 3 Ağustos günü, 9 LGBTI aktivisti, Ermenistan'ın Syunik bölgesindeki  Shurnukh köyündeki arkadaşları Hayk Oprah Hakobyan’ı ziyarete gittiler.  Olay yerinde olan, LGBTI hakları aktivisti Elvira Meliksetian’ın aktardığına göre, hep beraber evde kaldılar. “Köyü biliyoruz, ortalarda gezinmeyelim” diyen Meliksetian saldırıdan birkaç saat önce iki adamın kaldıkları eve geldiklerini, küfürler içeren homofobik tehditler savurduğunu söyledi. Bunun üzerine polisten yardım isteyen gençler, “Bu kişileri bulamıyoruz” cevabı aldılar. 

“Kovmak değil öldürmek istiyorlardı”
Daha sonra akşam saatlerinde, erkekler, kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere köylülerden oluşan büyük bir grup eve gelip taşlar ile saldırmaya başladı. Elvira Meliksetian “Biz kaçmaya hazırdık, hatta bazılarımız kaçabildi, ama onlar bizi kovmak değil yaralamak, öldürmek istiyorlardı” diyor. Olay sonrasında ağır yararlanan iki kişi hastaneye kaldırıldı. Şu anda durumları iyi.

Shurnukh'da yaşayan, misafirlerin geldiği evin sahibi Hayk Oprah Hakobyan, Gökkuşağı Ermenistan İnisiyatifi'nin kurucusu ve LGBTI aktivisti.

Hakobyan, yerel saatle 8 civarında, ön kapıya gelen birkaç kişinin konuşmak istediklerini, kendisinin “İstemiyorum” dedikten sonra saldırıya başlamak için evin çitlerinden içeri atladıklarını söylüyor. “Köylülerin bizi linç etmek için toplandıkları anlayınca, evi terk etmek zorunda kaldık. Daha sonra eşyalarımız almak için geldiğimizde 30 köylünün bizi beklediğini gördük ve kaçamadık” diyor.

“Hayatımızı korumak için koşmaya başladık”
Hayk’ın arkadaşlarından biri olan Robert de saldırının kurbanları arasındaydı. "Eşcinseller burada yaşayamaz, diye başlayan tehditler saldırıya dönüştü,  hayatlarımızı korumak için koşmaya başladık,  bizi takip ettiler, yakaladılar, dövdüler, çok büyük taşlar fırlattılar. Hepimiz acı çektik ama iki arkadaşım ciddi şekilde yaralandı ve hemen hastaneye gitmek zorunda kaldı. Artık bizi takip edemedikleri otoyolda kaldık.” diyor.

Olay sosyal medya ve basına yansıdıktan sonra ne yazık ki aktivistler bekledikleri desteği alamadılar. En demokratik çevreler bile LGBTI üyelerinin haklarını savunmayı kendilerine “yediremediler”. Küçük bir demokratik azınlık LGBTI haklarının savunulması ve yapılan saldırıların “amasız” kınanması gerektiği çağrısında bulundu.

Ermenistan LGBTI sınavını geçemiyor

“Keşke ölseydiniz.”, “Ermenistan bu mikroplardan kurtulacak.”, “Çocuklarımızı kendinize benzetmeyeceksiniz” gibi nefret ve homofobi içeren söylemler sosyal medyayı çalkalarken destek mesajları ve açıklamaları da vardı. Çarpıcı olan ise Diaspora’dan gelen bazı sosyal medya kullanıcıların da  homofobik kervana katılması “Ermenistan böyle pislik batağı olacaktıysa, niye geldik” gibi paylaşımlarda bulunmasıydı. Görünen o ki,  Ermenistan’da güçlenen homofobinin yok edilmesi için sivil toplum projelerine ve konunun yüksek sesle konuşulmasına ihtiyaç var.

Başbakan Yardımcısı Tigran Avinyan katıldığı bir programda “Biz bu ülkedeki en büyük sorunları şiddete başvurmadan çözdük. Ülkemizde şiddete başvurulacak bir sorun olduğunu düşünmüyorum” dedi.

Başbakanlık Çalışma Heyeti Yardımcısı Sargis Khandanyan da kişisel facebook sayfasında şöyle yazdı: “Köyde yaşananlar  lanetlenmelidir. Nefret suçu ve akabindeki saldırılar Ermenistan’da kabul edilemez.” 

“Siyasi motifler de var”
Hayk Hakobyan saldırıdan sonraki günlerde olup bitenin sadece homofobi ile açıklanamayacağı, daha çok siyasi motifleri olduğu görüşünde.

Saldırganlardan birinin köyün eski belediye başkanı Hakob Arshakyan olduğu kesinleşti. Hakopyan babasının kısa süre önce eski belediye başkanının karıştığı yolsuzluklar hakkında kanıtlar topladığını ve şikayette bulunduğunu, saldırının asıl bu yüzden gerçekleştiğini söyledi.

Anlaşılan o ki, yolsuzluklara karışanlar, bunu ortaya çıkarmaya çalışanlara karşı köyü kışkırtmak için köylünün “hassasiyetlerini” kullanmış. Eşcinselliğin tabu olarak kabul edildiği köyde, eski başkan halkı galeyana getirmenin klasik yolunu hemen kavramış.

Kadife Devrim günlerinde köydeki 10 muhaliften biri olan Hayk ve babasının gözünü korkutmaya çalışan eski başkan, iddialara göre daha önce de “bu işlere kalkışmayın, bunlar büyük işler” demişti.

Hayk, köye geri dönmeye şu anda cesaret edemediğini ama dönmezse onların kazanmış olacağını söylüyor.

Ermenistan'da LGBTI hakları savunucuları yeni hükümetten umutlu olduklarını fakat henüz yapıcı bir değişiklik olmadığını söylüyor. LGBTI haklarını savunan ve ayrımcılık karşıtı mevzuatın hâlâ masada olmadığını söyleyen aktivistler, rejime karşı yapılan tüm eylemlerde meydanlarda olduklarını, Kadife Devrim’e kendilerinin de katıldığını, haklarının yeni hükümet tarafından korunması gerektiğini belirtiyor.

Tanıdık söylem: ‘Dış güçlerin oyunu’

Diğer taraftan Paşinyan karşıtları yeni hükümet henüz hiç bir adım atmamışken farklı kanallar vasıtası ile “Paşinyan devlet kadrolarına, ‘bunları’ getirecek. Batı, bizim milli ve dini değerlerimizi yok etmek için  planlar yapıyor, paralar harcıyor, Paşinyan bunlar ile ortaklık yapıyor” gibi söylemler ile karalama propagandası gerçekleştiriyor. 

Ne yazık ki, LGBTI haklarının savunulması Ermenistan’da hala “Bizi mahvetmek isteyen dış güçlerin oyunları” olarak görülüyor. Aktivistler, AB ve Batı büyükelçiliklerinin Ermenistan hükümetine LGBTI topluluklarının hakları için baskı yapmaları gerektiğini savunuyorlar. Aksi takdirde, bu grupların yasadışı olarak tanımlanacağı ve Çeçenistan, Azerbaycan gibi diğer Kafkasya ülkelerindeki hazin sonun yaşanılacağı konusunda endişeliler.

Bu sene seçimlere hazırlanan Paşinyan ve arkadaşlarının seçim öncesi bu kritik adımı atıp atmayacağı soru işareti, fakat görünen o ki,  bu homofobik  atmosferde benzer bir yasanın sunulması Paşinyan’a oy kaybı olarak geri dönebilir. Diğer taraftan LGBTI üyeleri için en aklı selim seçenek hala Paşinyan.




Yazar Hakkında