İBB İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Ramazan Gülten'in eşi Pınar Çalışkan'ın doğumuna katılma talebi reddedildi. Doktorlar Çalışkan'ın doğumunun risk taşıdığını belirtmişti.
İBB'ye yönelik soruşturmalar kapsamında tutuklanan İBB İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Ramazan Gülten, Silivri'deki Marmara Cezaevinden yazdığı mektupta, doğmak üzere olan kızı için yaptığı mazeret izni başvurusunun reddedildiğini açıkladı. BirGün'de yayınlanan mektupta, "Kızımız birkaç hafta sonra dünyaya gelecek. Cezaevi Müdürlüğü, doğuma katılma talebimi reddetti. Şimdi hücremdeyim, karşımda kızımın ultrason görüntüsü. Açık görüşte kızımla tanışacağım anı düşünüyorum…" cümlelerini kullandı.
Ramazan Gülten’in avukatları Hüseyin Ersöz ve Enes Ermaner, Gülten’in eşi Pınar Çalışkan’ın riskli gebelik geçirdiğini belirterek, doğum sırasında müvekkillerinin yanında bulunması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na resmi başvuru yapmıştı. Dilekçede, gebeliğin doktorlar tarafından “yüksek riskli” olarak değerlendirildiği belirtildi. Avukatlar, doğumun hem anne hem de bebek açısından yaşamsal tehlike taşıdığını vurguladı.
Ramazan Gülten, yakın zamanda dünyaya gelecek olan kızı için yaptığı "doğuma katılma" başvurusunun Cezaevi Müdürlüğü ve İnfaz Savcılığı tarafından yönetmelikte olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini şu sözlerle duyurdu:
"Tutuklandığımda sevgili eşim altı aylık hamileydi. Kızımızın hareketleri hissedilmeye başlamıştı. Şimdi ise birkaç hafta sonra doğacak. Gelişimini göremediğim, hareketlerine, kıpırtılarına doyamadığım kızımız birkaç hafta sonra dünyaya gelecek. Hamileliğin en zor dönemini yalnız geçirmek zorunda kalan sevgili eşim Pınar doğuma da yalnız gidecek, iyi bir düellocudur kendisi.
"Bir sonraki açık görüşte kızımla tanışacağım anı düşünüyorum"
Onu yalnız bırakmamak ve hep hayalini kurduğum kızımın bu dünyaya gelmesini görmek için Bakanlığa dilekçeler yazdım, henüz cevap gelmedi. Cezaevi Müdürlüğü ve İnfaz Savcılığı, “Yönetmelikte mazeret izni verilebilecek durumlarda doğum yazmıyor” diye açıklama yaparak dilekçemi reddetti. Yönetmelik ve kanun ölüm üzerine kurulu. Mahpusun dışarı çıkabilmesinin iki koşulu var, ya birinci derece yakını ya da kendisi bu dünyaya veda etmeli.
Lakin yönetmelik ve kanunda, ‘Doğum için izin verilemez’ ibaresi de yok. Dolayısıyla kanunu kötü olaylar, acılar üzerine değil; güzellikler, umutlar üzerine yorumlamalı. Ve mahpuslar dünyaya gelecek çocuklarını kucaklayabilmeli!
Şimdi hücremdeyim, karşımda kızımın ultrason görüntüsü, masamda cezaevi kütüphanesinden aldığım Ataol Behramoğlu’nun “Kızıma Mektuplar” kitabı. Sürgünde yazılmış şiirler, bir solukta okudum. Bir babanın kızına özlemi, sürgünde mi büyüktür, hücrede mi sorusu aklımda... Bir sonraki açık görüşte kızımla tanışacağım anı düşünüyorum. Bir babanın kızına özlemi her zaman büyüktür.