Patates İhtilali

Levent Özata, Fransız İhtilali’nin dünya için en etkileyici sonucu olan patatesin ortaya çıkış tarihini, bir de daimi kaderi olan bir yan yemek tarifiyle yazdı.

Levent Özata
levozata@gmail.com

Fransız İhtilali’nin sonuçları:

·         Egemenliklerini Tanrı’dan miras farzeden monarşileri sonunu hazırladı.

·         Demokrasi Kıta Avrupa’sına adımını attı ve sonraki iki yüzyılda yegane yönetim şekline dönüştü.

·         Egemenliğin sadece bir aileye ya da zümreye değil halka da ait olabileceği görüldü.

·         Milliyetçilik siyasi bir karakter kazanmaya başladı ve bu süreç çok uluslu devletlerin parçalanmasında etkili oldu.

·         Eşitlik, özgürlük ve adalet politika sahnesine çıktı ve yaygınlaştı.

·         Millet kavramının etrafında siyasi birlikler kurularak ilk ulus-devletler ortaya çıktı.

Siz bu sonuçları daha da çoğaltabilirsiniz. Ne de olsa hepimize ilkokuldan itibaren bu ilkeler belirli şekillerde öğretildi. Öğretilmeyen ise Fransız Devrimi ve patatesin faydaları. İhtilal demokrasiyi ne kadar başarıyla yaydı, ulus-devletlerin ortaya çıkması dünya siyasetini nasıl etkiledi saatlerce tartışırız. Tartışamayacağımız şey ise Fransız devriminin patatesi yenebilecek besleyici ve kolay yetiştirilen bir besin olarak sofraya koyması.

Kristof Kolomb, Amerika kıtasından domatesin yanında kuzeni patatesi de unutmadı. Ancak bu yamuk yumuk kök, pek de beğenilmedi ilk geldiği yıllarda. Zaten tipte meymenet yok. Bir dönem aynı domates gibi, patatesin de çiçeği konteslerin şapkalarını süslediyse de, bu moda çok uzun ömürlü olmadı.

Sonra 16. Louis fark etti ki, bu tipsiz yumrunun yarısı açlıktan kırılan halkı doyurmanın en iyi yollarından biri. Louis’nin askeri eczacısı Parmentier, Yedi Yıl Savaşları’nda tutsak olduğu Almanya’da (ki o devirde Almanya’da domuz yemi olarak kullanılıyordu ve bu nedenle Fransız tutsaklara da verilmiştir) farkına vardı patatesin açlığı bastırmanın en iyi yolu olduğunun. Fransa’ya dönünce yaygın ekimi üzerine çalışmalara başladı. Derler ki Louis, patatesi popülerleştirmek için elinden geleni yapıp, patates tarlalarının çevresine askerler dikip merak uyandırmak suretiyle bir pazarlama çalışmasına girdiyse de Marie-Antoinette kafayı takmış bir kere ‘pasta’ya. Patates dese ne olurdu sanki?

İhtilalden sonra patates ekimi, başta Fransa olmak üzere (İrlanda daha önce başlamıştı) özellikle Orta ve Kuzey Avrupa’da yaygınlaştı. Ancak kuzeni domates gibi bir lezzet starı olamadı patates. Genellikle hafif tatlı-nötr lezzetiyle fırın yemeklerinde baz, ızgara yemeklerine kızartma ya da püre olarak yancı rolünde kaldı. Patatesin en sıradışı kullanımlarından biri kumpir olsa gerek. Her ne kadar kumpirin starı patates gibi gözükse de bunda da sağlam bir temel oldu ama lezzetin asıl sahibi olamadı.

En iyi yancı tatlardan biri patatesin tarifi de yan yemek olarak olsa daha iyi olur.

Patates kızartmasının en iyi yardımcısı tuz olduğuna göre önce tuzumuzu hazırlayalım. Tuz hazırlamak da ne demek demeyin. Tuzun tadını da değiştirmek lazım. Rendelenmiş limon kabuğuyla tercihen deniz tuzunu bir havanda iyice dövüyoruz sonra da bir köşede kurutmaya bırakıyoruz. Bu sırada tercihinize göre ayçiçek veya zeytinyağını (ya da ikisini karıştırarak) kızartma tenceresine döküyoruz ve iyice kızana kadar bekliyoruz. Yağın kızgın olduğunu içine atacağınız bir damla suyun verdiği tepkiden anlayabilirsiniz. Jülyen (kibrit çöpü inceliğinde ve uzunluğunda) doğranmış patatesleri kızgın yağın içinde altın sarısı ve çıtır çıtır olana kadar kızartın. Kızartıma işleminin bitimine az kala taze biberiye katabilirsiniz. Yağını kağıt havluyla aldıktan sonra tuz-limon kabuğu karışımını üzerine ekip iyice karıştırın.

Afiyet olsun.

Kategoriler

Şapgir