‘Karabağ sorununda ilk harekete geçecek ülke Türkiye olabilir’

Hrant Dink Vakfı tarafından 'Karabağ' kitabının Türkçe yayınlanması vesilesiyle konuşan Thomas De Waal, Türkiye’nin Kafkasya’ya bakmasının önemli olduğunu ve Karabağ meselesini de coğrafyayla birlikte düşünülmesi gerektiğini belirtti. Waal, Karabağ meselesinin yeniden bir çatışmaya dönüşebileceği uyarısında bulundu.

Cengiz Aktar ve Thomas De Waal

UYGAR GÜLTEKİN
uygargultekin@agos.com.tr

Thomas de Waal’ın Hrant Dink Vakfı tarafından Türkçede yayımlanan Karabağ kitabı, Cezayir Toplantı Salonu’nda düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı. Cengiz Aktar’ın sunumuyla başlayan toplantıda, Thomas De Waal kitap üzerine konuştu ve salondan gelen soruları cevapladı. 

Türkiye’nin Kafkasya’ya bakmasının önemli olduğunu söyleyen ve Karabağ meselesini de coğrafyayla birlikte düşünülmesi gerektiğini belirten Waal, Karabağ meselesinin yeniden bir çatışmaya dönüşebileceği uyarısında bulundu.

‘Karabağ, tehlikeli ve görünmez bir mesele’

Waal, bölgeye dair kaygılarını söyle dile getirdi: “Karabağ meselesi, Suriye kadar trajik değil ama her an yeni bir ‘eski çatışmaya’ dönüşebilir. Biz bunu iki hafta önce yaşadık. Ermenistan helikopteri, Azerbaycan kuvvetleri tarafından düşürüldü. İlk kez bir helikopter düşürüldü. Bölgede askerileşme giderek artıyor. Tehlikeli ve görünmez bir mesele. Görüşmeler çok kapalı yürüyor, gazeteciler hiçbir şey yazmıyor. Ateşkes hattı var. Hendekler kazılmış. Son yıllarda Azerbaycan hattında askeri yığınak yapıyor. Savaş faktörü artmış olmasına rağmen, uluslararası ve Avrupalı güçler izleyici. Uluslararası Barış Gücü gibi bir tampon bölge yok.”

Türkiye’nin çatışmada doğrudan rolü olmadığını söyleyen Waal, “Ermenistan hükümeti açısından Türkiye’yle ilişkiler öncelikli. Objektif olarak bakıldığında bu sorunun hiç kimseye faydası yok. Ermenistan sınırından etkileniyor. Azerbaycan da bir fayda sağlanmadı. Bu sorun, Ermenistan’ın Rusya’yla yakınlaşmasını sağlıyor.”

‘Karabağ’la ilgili objektif kaynak yok’

Sorunla ilgili objektif bir kaynak olmadığı için kitabı yazmayı karar verdiğini söyleyen Waal, her iki taraftan da destek ve eleştiriler aldığını söyledi.

Karabağ sorunuyla ilgili çok fazla mit olduğunu söyleyen Waal, bazı örnekler verdi: “Karabağ bölgesinin yüzde 20’si Ermenistan işgali altında söyleniyor. Biz bunu gerçekte sadece yüzde 14 olduğunu gördük. Basın, hâlâ yüzde 20 diye yazıyor. İngilizce ve Türkçe metinlerde de böyle. Çatışma başladığında, ‘Bu çok eski bir nefrettir. En başından beri insanlar birbirinden nefret eder’ derlerdi. Bunun böyle olmadığını gördük. Azerbaycan ile Ermenistan’ın işbirliği yaptığı dönemler de olmuş. Gürcistan’da bir köy ziyaret ettim. Azeriler ve Ermeniler beraber yaşıyorlar. Çatışma bölgesine birkaç kilometre uzaklıkta. Güllük gülistanlık yaşıyorlar.”

Waal, Rusya’nın her iki tarafla da çalıştığını ve yaklaşımının önemli olduğunu söyleyerek, “Ermeniler ve Azeriler barış yapmak isterse kimse bunun önünde duramaz” dedi. Kimlik politikalarının Karabağ sorunu için önemli olduğunu belirten Waal, sorunun Ermenistan ve Azerbaycan’ın yeni ulus devlet kurmasıyla ilgili olduğuna vurgu yaptı, “Ermenistan tarafından Türkler deniyor. Kim Azeri, kim Azerbaycanlı, kim Türk karışmış durumda. Azerbaycan’la savaşıyorlar ama kafalarında Türklerle savaşıyorlar. Azerbaycan da Rusya’yla savaşıyor.”

‘Türkiye adım atabilir’

Sorunun çözülmemesinin her iki ülkenin iç politikası için önemli olduğunu ve iç politikada hükümetler tarafından kullanıldığını söyleyen Waal, bölgenin jeopolitik ilgisizliğinin de çözüm önünde engel olduğunu ifade etti. Türkiye’nin sorunun çözümü konusunda ilk adımı atan olabileceğini belirten Waal, “Ermenistan veya Azerbaycan’ın ilk adımı atması mümkün değil. Başbakanlar ülkelerinde ‘vatan haini’ olarak görülür ama Türkiye büyük bir ülke. Cesur bir hamle yaparsa kamuoyu bunu olumlu karşılar. Her şey domino gibi. Önce protokollerin imzalanması ve reyonlardan çekilmek ilk adım olabilir. İlk harekete geçecek ülke Türkiye olabilir.”

Kategoriler

Güncel Dünya Ermenistan