ARA
Işıkları ben söndürürüm!
Gizem Asya Genç, İran’ın Abadan kentinde, ‘erkekler için 21. yüzyılda geçen’, ‘mühendislik diploması alıp mutfağının duvarına asan’ Klaris’in hikâyesini anlatan, İranlı yazar Zoya Pirzad’ın Aras Yayıncılık’tan çıkmış Işıkları Ben Söndürürüm kitabını yazdı: “Her kitabın bir kokusu var ise Işıkları Ben Söndürürüm okaliptüs kokar. Boğmadan, boğulmadan Klaris’in rahatlaması için o, elini dala her sürdüğünde okaliptüs kokusu gelir okuyucunun burnuna.”
Kendine ait bir dil
Ecem Yıldırım, Virginia Woolf’un Kendine Ait Bir Oda’sından yola çıkarak, kadınların egemen erkek dilinin dışına çıkması gerekliliğinden dem vuruyor: “Kadını mağdur kimliğine hapseden sosyal sorumluluk anlayışı ile varılacak bir yer yok. Ne şiddeti fiziksel boyutuna indirgeyen mor makyajlı fotoğraf çekimleri, ne de kadınları anlamak için topuklu ayakkabı ile poz veren erkekler meselenin sahici bir şekilde görünür olmasını sağlıyor.”
Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Yok?
Figen Işıker, Linda Nochlin’in 1971’de tartışma açan sorusunu yeniden soruyor: “Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Yok?” Bu sorudan yola çıkarken, “büyüklük” kavramını sorunsallaştırıyor ve 'büyük' olamamanın gerekçelerini sıralıyor.
Medyada Cinsiyet Temelli Şiddet: Anlaşılmaz Gerçeklik
Heather McRobie, Güney Afrikalı ampute atlet Oscar Pistorius tarafından öldürülen Reeva Steenkamp’in medyada sorunlu yer alma biçimini eleştiriyor ve şiddetin hayatlarımızı nasıl inşa ettiğinin ipuçlarını veriyor. Anetta Biçer çevirdi.
Kumkapı Balık Hali kente veda ederken
Kumkapı Balkı Hali'nin uzaklara, artık onun kokusunu duyamayacağımız bir yere, ta Beylikdüzü Gürpınar'a yollanacağını biliyorduk. Lakin geçen hafta aldığımız haber durumu bizler için daha hissedilir kıldı. Yeni hal için ihaleye gidildi ve inşaatın 2014 olmadan tamamlanması planlanıyor. Diğer yandan, balık sezonu da yavaş yavaş sona eriyor. Kumkapı'da sona erecek bu geleneği ve hayatı bir nebze de olsa size sunabilirsek ne mutlu...
Kadına yönelik şiddete ortak tavır, farklı feminizm
Gazetemiz bu hafta 8 Mart Kadınlar Günü’nde yayımlanıyor. Atılan tüm hukuki ve siyasal adımlara rağmen, bu sene de kadınlar şiddetin hedefindeydi.
‘Saroyan Ülkesi’ festivalde
32. İstanbul Film Festivali’nde Lusin Dink’in ‘Saroyan Ülkesi’ filmi de yarışacak. William Saroyan’ın 1964’te Anadolu’da yaptığı yolculuğu anlatan belgesel filmde, Ali Bayramoğlu Saroyan’ı, Kevork Malikyan Saroyan’ın dayısı Hosrof’u canlandırıyor.
Türkiyeli gazeteciler Ermenistan’ı anlatıyor
Hrant Dink Vakfı'nın düzenlediği Türkiye – Ermenistan Gazeteci Diyalog Programı ile Ermenistan’a giden CNNTürk dış haberler muhabiri Sergül Taşdemir, Milliyet dış haberler editörü Gülsin Harman, Zaman gazetesi dış haberler editörü Mustafa Edib Yılmaz deneyimlerini ve gözlemlerini paylaşmak için Agos’u ziyaret etti.
Asıl korku
Kendi halinde bir semt olan ve mahalle dokusunun korunduğu ender yerleşim yerlerinden Samatya, Aralık ayından bu yana yaşlı Ermeni kadınlara saldırı haberleriyle sarsılıyordu. Maritsa Küçük cinayeti ve diğer gasp ve darp olaylarıyla ilgili olarak hafta başında bir failin tutuklandığı haberi bu nedenle büyük merakla karşılandı. Derken ayrıntılar yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı ve failin Murat Nazaryan adında bir Ermeni olduğu anlaşıldı.
Murat Nazaryan: Bir tükeniş öyküsü
Samatya’da son zamanlarda yaşanan saldırılarla ilgili olarak 38 yaşındaki Murat Nazaryan tutuklandı. Irkçı nefret temelli olup olmadığı sorgulanan saldırıların faili olarak tutuklanan Nazaryan, ilk ifadesinde saldırıları hatırlamadığını söyledi. Uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybeden Maritsa Küçük’ün evinde bulunan kan izleriyle Nazaryan’a ait kan örnekleri uyuştu. Görgü tanıkları da zanlıyı teşhis ettiler.