ARA
Herkes acı çekti peki Ermeniler niye aşamadı?
İlk önce üzerinde durmak istediğim Patrik Maşalyan’ın açıklamasında dikkat çektiği gerek o dönemde gerek sonrasında Türkiye’de birçok kesimin ve halkın acı çektiği saptamasıdır. Bu söylediği yanlış mı? Hayır, değil. Şüphesiz böylesi küresel savaşlarda pek çok kişi ve kesim acı çeker. Peki öyleyse Ermeni Soykırımı’nı farklı yapan ne? Bu da tarih içinde yaşanan bunca acıdan biriyse onu hazmedilmesi ve unutulması zor bir kayıp yapan nedir? Ermeniler neden üç-dört kuşak sonra dahi bir türlü bu kaybı aşamıyor? Kanımca bu soruya bir-iki cevap verilebilir. Ama ilk önce cevap ne değil, onu söyleyeyim.
Beyoğlu'nda acı olay: Kamer Karanfilyan, kardeşi Murat Karanfilyan'ı öldürdükten sonra intihar etti
Beyoğlu'nda bir evde iki kardeş arasında çıkan tartışmada Kamer Karanfilyan, kardeşi Murat Karanfilyan'ı silahla öldürdükten sonra intihar etti. Kardeşlerin cenazeleri gerekli incelemelerin ardından morga kaldırıldı.
Yeni Papa ABD'li
Dünya çapında 1.4 milyar Katolik'e ruhani liderlik edecek yeni papa ABD'li Robert Francis Prevost seçildi. Yeni Papa, Leo XIV ismini aldı.
Ermenistan'da yeni anayasa çalışmaları başladı
Ermenistan Adalet Bakanı Srbuhi Galyan, yeni bir anayasa taslağı üzerinde çalıştıklarını ve önümüzdeki 10 ay içinde halkoylamasına sunulabileceğini açıkladı. Azerbaycan, normalleşme sürecinde Ermenistan'ın anayasasını değişitrmesi şartını koşuyordu.
Ağaçların da vekiliydi
Karanlığın içinde mizah bulur, en gergin anda söylediği bir cümle ile herkesi güldürür, ortamı yumuşatırdı. Radikal’e yazar olduğunda her kelimesini okumak iyi gelirdi. Bazen esnaflık bazen de tır şoförlüğü yaptığını öğrenirdik. Buna da hiç şaşırmazdık, çünkü Sırrı Süreyya Önder en kendine has insanlardan biriydi.
DEM Parti, Sırrı Süreyya Önder’e suikast girişimini doğruladı
DEM Parti, basında yer alan “Sırrı Süreyya Önder’e suikast girişimi” haberlerine ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, 2 Nisan’da Önder’in aracında lastiği patlatabilecek demirden yapılmış keskin bir düzeneğin tespit edildiği ve konuya ilişkin yürütülen incelemeden henüz net bir sonucun kendilerine iletilmediği belirtildi.
Sırrı’ya barış borcumuz var
2020 yılının Eylül ayında Kobani Davası’nda birlikte gözaltına alındık. Günlerce Ankara TEM’de kaldık. Hücremin önünden her geçişinde mazgal ardından göz göze geldiğimizde aynı dostlukla, yoldaşlıkla bakıştık. Ankara Adliyesi’nde pandemi ortamında duvarda “koridorda en fazla 40 kişi olması gerekir” yazısı altında çevremizi sarmış yüzlerce polisin ortasında kararı beklerken, Sırrı’nın çevresine konuşlanmış halde onun hikâyelerine kulak verdik. Kahkahalarımız yükselirken neredeyse çevremizdeki tüm polislerin ondan gözünü de kulağını da ayıramadığını, onun esprilerine gülmemek için kendilerini zorladıklarını gördük.
Allı Turnam
Seni tanıdıkça samimiyetine, doğallığına, bildiğini, gördüğünü, hakikati lafını esirgemeden, taviz vermeden doğrudan dile getirişine hayran kaldım. En gerilimli ortamlarda söz alıp o eşsiz üslubunla ortamı nasıl yumuşattığına ama asla mağduriyet dilinden konuşmadığına, karşındaki herkese aynı seviyeden bakarak önyargıları kırdığına, o büyülü gücüne tanık oldum. Bu gücü ben bir de Hrant’la yaşamıştım.
Hatıran solmasın Sırrı Can
Sık sık gururlanarak "Hepinizden daha fazla Ermeni arkadaşım var" derdi. Bu "Ermeni" kelimesi gerektiğinde Rum, Yahudi, Arap, Roman veya eşcinsel ile değiştirilebilirdi. Kim egemen gücün zulmüne maruz kalırsa, Sırrı hemen tüm varlığıyla onun yanında olurdu.