DOSYA
Soykırım’ın valisi, Cumhuriyet’in bakanı: Abdülhalik Renda
Mustafa Abdülhalik Renda gibi Ermeni Soykırımı’nın yürütülmesinde bilfiil rol almış İttihatçılara Cumhuriyet döneminde muhacirlerin iskânı ve Kürt meselesi gibi konularda önemli görevler verilmesi İttihat ve Terakki’nin toplumsal mühendislik yaklaşımının Cumhuriyet döneminde devletin şiddet, göçe zorlama ve asimilasyon pratiklerinin şekillendirilmesinde etkili olduğunu açıkça göstermekte.
‘1915’te devlet Ermeni vatandaşına açıkça harp ilan etti’
Tarih Vakfı tarafından düzenlenen Perşembe Konuşmaları’nın 5 Mart’taki konuğu Nevzat Onaran oldu. ‘1915’in Şifresi: Emval-i Metruke’ başlıklı bir konuşma yapan Onaran’la, Ermeni Soykırımı’yla başlayan tasfiyeye dayalı ekonomi-politiğin sürekliliğini ve bu sürekliliği sağlayan kanunları konuştuk.
1915 - 2015
Bu haftayla birlikte Agos’un kuruluşundan beri zaten yapmaya çalıştığımız bir faaliyeti biraz daha çeşitlendirip, farklı diziler, dosyalar halinde sunmaya çalışacağız.
Armıdan’ı Armutlu yapan en uzun yılın öyküsü
1915 öncesinde 75 haneli bir Ermeni yerleşimi olan Pokr Armıdan (bugün Küçük Armutlu) ile 550 Ermeni, 30 kadar da Türk ailenin yaşadığı Medz Armıdan (bugün Büyük Armutlu) köylerindeki Ermeni varlığı soykırımla birlikte silindi. Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde doktorasını sürdüren Öykü Gürpınar, bir yandan Armıdan'ın değişen kaderinin izini sürerken, diğer yandan Armıdan’dan sürülen Bedros’un 1915 ve sonrasındaki serüvenini kendi yazdığı hatırat vasıtasıyla takip ediyor. Gürpınar’la birbirinden kopmak zorunda bırakılan bu iki hikâyenin gelişimini konuştuk.
Osmanlı’da gayrimüslimlerin kazananlar, Müslümanların ise kaybedenler olduğu algısı yanlış
Yerel ekonomi, esnaf loncaları, yerel kültürel yapılar ve toplumsal sınıflara bakarak kitlelerin siyasete verdiği tepkilerle imparatorluk içinde yaşanan dönüşümleri, yeni yayımlanan ‘Osmanlı’yı Müslümanlaştırmak’ kitabında inceleyen Yard. Doç. Doğan Çetinkaya ile Osmanlı toplumunun arka planına baktık, 1915’e giden yolu konuştuk.
Yaşar Kemal'in ağzından Akhtamar’ın kurtuluşu
Yaşar Kemal’in hayatında Akhtamar Adası’ndaki Surp Haç Kilisesi’nin yıkımını durdurduğu 1951 tarihi önemli bir yer tutar. Alain Bosquet’e “Yaşar Kemal kendini anlatıyor” adlı kitapta anlattığı hâliyle bu kurtuluş öyküsünü yazarın kendi sözlerinden aktarıyoruz:
Ara Güler: ‘Öleceğini ne bilelim ulan?’
Ara Güler, Yaşar Kemal'le olan dostluğunu anlattı.
Tarih, coğrafya ve kainat kalpli bir usta
Türkiye, bu hafta başında günlük hayatın akışını durduran bir ölüm haberiyle sarsıldı. Dünyaca ünlü yazar Yaşar Kemal, 28 Şubat’ta, 92 yaşında hayata gözlerini yumdu. Cenazesi 2 Mart’ta düzenlenen törenin ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilen yazar; halk deyişleri, türküleri, söylenceleri ile harmanladığı, ezgisi içinde saklı benzersiz bir edebiyat dili yarattı. Bu dille Kürt ve Ermeni halklarının varlık ve yokluk hallerini, feodal düzene karşı mücadeleyi, insanın hikâyesini, doğanın sırlarını anlattı. Bu vesileyle edebiyatı, hayatı, siyasi duruşu, Ermeni dünyasındaki algısı eşliğinde Yaşar Kemal’i minnet ve saygıyla anıyoruz.
‘Eğer Almanya yardım etseydi, çok sayıda Ermeni kurtulabilirdi’
Geçen hafta, soykırımın 100. yılına dair Almanya’da süren sessizliği bozan bir kitap yayımlandı. taz gazetesi Türkiye muhabiri Jürgen Gottschlich’in Almanya ve Türkiye arşiv belgeleriyle yazdığı ‘Beihilfe zum Völkermord: Deutschlands Rolle bei der Vernichtung der Armenier’ [Soykırıma Yardım Etme: Ermenilerin Yok Edilmesinde Almanya’nın Rolü] isimli kitap büyük tartışmaya sebep oldu. Gottschlich’le, Almanya’nın soykırımdaki rolünü ve soykırımdan sonra aldığı tavrı konuştuk.