ŞAPGİR

Büyük Ev Abluka 90'lara damga vurmuş, Türkiye'nin en önemli gruplarından birisi. Dağılmalarının üzerinden 10 seneyi aşkın bir süre geçtikten sonra, 2008'de canlı performanslar için bir araya gelen grup, geçen ay 4 senelik serüvenlerini anlatan Full Faça isimli bir albüm yayınladı. Uzun süredir beklenen bu albüm için söylenebilecek sadece tek bir kelime var: Garip. Artaki Mühendisyan yazdı…

Can Öktemer, yeni ve şaşırtıcı işlere imza atmaya hazırlanan İletişim Yayınları'nın editörü Levent Cantek ile Mart ayında çıkacak Dumankara, Hayat Bir Yangındı adlı grafik romanının öyküsünü, İletişim Yayınları'nın yeni projelerini ve 30. yılını konuştu.

Sertan Şentürk, son albümü Sarı ile büyük bir ilgi uyandıran Jehan Barbur ile son albümünü, Yeşilçam sinemasına olan düşkünlüğünü ve Türkiye’de bireylerin kalıplaştırılması üzerine konuştu.

İsmail Keskin bu haftaki öyküsünde, gençliğinde Paşabahçe’nin en usta terzisiyken Yordan Efendi’nin yaşadığı Varlık Vergisi’ni, oğlunu korka korka askere nasıl gönderdiğini, 6-7 Eylül’ü, Rum cemaati azaldıkça işlerinin giderek nasıl küçüldüğünü ve usulcacık yaşayıp, nasıl da sessizce göçüp gittiğini anlatıyor.

Gizem Asya Genç, ikisi de ev sahibi olan, biri Arap biri Yahudi, biri şair biri romancı iki adamı yazdı: Amos Oz ve Mahmud Derviş. 'Zannettiklerinden daha fazla benziyorlar, birbirlerini belki sadece yazdıklarından tanıyorlar ama okuyucuya aynı şeyleri anlatıyorlar 'barış mümkün' ve korkan, öfkeli gözlerle soruyorlar 'değil mi?'

Başladığı günden itibaren Afrika Uluslar Kupası'nı takip eden Dağhan Irak şapgir için geçtiğimiz haftayı değerlendirdi: '1992’den beri ilk kez çeyrek finale kıtanın kuzeyinden takım kalamamış oldu. İlk bakışta bu “devrim kendi futbolunu mu yiyor?” sorusunu gündeme getirebilir. Ancak kupaya katılan Mağrip ülkelerinden sadece Tunus’ta Arap Baharı ciddi bir şekilde yaşandı.'

Ayşe Akdeniz, Pınar Selek davasından yola çıkarak tanık olmanın yüklediği sorumluluğu yazdı. 'Bizler, Pınar’a tanık olanlar, onunla birlikte yargılanan sanıklarız aynı zamanda. Yok birbirimizden farkımız.'

Afrika Uluslar Kupası'nda gruplarda ilk maçlar tamamlandı. Dağhan Irak, şimdiye kadar oynanan maçlarda takımların çizdiği görüntüyü yazdı.

24 Ocak günü, Pınar Selek 3 kere beraat ettiği davadan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla döndü. Aynı gün, Hrant Dink cinayetinin ardından en kritik deliller, video kayıtları silinirken İstanbul valisi olan Muammer Güler İçişleri Bakanı oldu. Ertesi gün, 24 Nisan 2011’de zorunlu askerlik görevi sırasında öldürülen Sevag Balıkçı’nın duruşması görüldü ve ‘tabii ki’ katil tutuksuz yargılanmaya devam ediyor.

Pınar Selek'in vatanına dönme arzusuna ve Strasbourg'daki İstanbul özlemine ilginç bir tesadüfle şahit olan Ulaş Sona, yaşadıklarını duygusal bir yazıyla aktarıyor; 'Ne kadar ağır ne kadar zor...'