YETVART DANZİKYAN

Yetvart Danzikyan

KARDEŞÇESİNE

Seçim ittifakı yasası TBMM’den geçti. AKP ve MHP’nin uzun süredir üzerinde çalıştıkları ve iki partinin seçime birlikte girmesini öngören yasa parlamento içi ve parlamento dışı muhalefetin sert eleştirilerine neden oluyor. Yeni yasanın siyasi ve toplumsal hayatta yaratabileceği sorunları Cumhuriyet gazetesi ve Birikim dergisi yazarı Ahmet İnsel ile konuştuk.

Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu ile yaptığımız röportajda Şirinoğlu’nun eleştiri yönelttiği kişi ve kurumlardan biri de Düşünce Platformu idi. Platformdan Tatyos Bebek, Harut Özer ve Şake Yalçın hem eleştirilere yanıt verdiler hem de gelinen durumu değerlendirdiler.

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün e-devlet üzerinden açtığı alt soy üst soy bilgisi kayıtları hem büyük ilgi hem de tartışma yarattı. Milyonlarca insan siteye girip soy bilgisi kayıtlarını kontrol etti, yaşadığı sürprizleri özellikle sosyal medya üzerinden paylaşmayı tercih etti. Gelinen durumu bu konu üzerinde yıllardır çalışmış Antropoloji profesörü Suavi Aydın ile konuştuk. Aydın “Bu toplum hala kimliğinin peşinde” diyor.

Dünyanın ikinci en büyük ahşap yapısı olarak kabul edilen Büyükada Rum Yetimhanesi geçtiğimiz hafta Europa Nostra ile Avrupa Yatırım Bankası tarafından ‘Avrupa’nın Tehlike Altındaki 12 Kültürel Mirası’ arasında gösterildi. Yetimhanenin çökme tehlikesi altında olduğu uzun süredir biliniyor. Restorasyon için Ekümenik Patrikhane’nin maddi imkanları yetersiz. 1964 yılında boşaltılan daha sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce el konan bina 2010 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının ardından Patrikhane’ye teslim edilmişti. Yetimhanenin yaşadığı hukuki ve siyasi süreç hem bu gazetede hem de konuyu yakından izleyen diğer kaynaklarda sık sık konu edilmişti. Biz bu gelişmeler üzerine “Peki Yetimhane’de nasıl bir hayat vardı?” sorusunun peşine düştük. Ve Yetimhane’de 1955-61 yılları arasında öğretmenlik yapan Yani Kalamaris ile buluştuk. Kendisi bize Yetimhane’nin deyim yerindeyse yazılmamış tarihini anlattı.

Sonuçta çok çelişik bir mektupla Ermeni toplumuna “Seçim meçim yok” mesajı verildi ve “Adamımız Ateşyan’dır” dendi. Yani tabii böyle denmedi ama mektuptan çıkan sonuç bu. Bunun mantıklı bir izahı yoktur.

Vasili Grossman’ın 1961’de Ermenistan’a yaptığı yolculuk sonrası kaleme aldığı “Taşlar Ülkesine Yolculuk” dönemin Ermeni toplumu ve coğrafyası üzerine çok ilginç ve önemli gözlemler içeriyor.