MARTA SÖMEK
İskenderun’un 1947’den bu yana toplumsal belleği dijital ortama taşınıyor
1947’den bu yana bölgenin siyasal, toplumsal ve kültürel yaşamına tanıklık eden İskenderun Gazetesi’nin arşivi dijital ortama taşınıyor. Antakya Rum Ortodoks toplumu ve Antakya tarihi üzerine çalışmalarıyla bilinen Nehna inisiyatifinin yürüttüğü çalışma, yalnızca gazete arşivini değil, Antakya’nın çok kültürlü hafızasını da geleceğe aktarıyor. Nehna’dan Can Terbiyeli, projelerini Agos’a anlattı.
İstanbul’un altı semtinde “Ayak İzleri” ile Yahudi yaşamından tanıklıklar
Sinagoglardan okullara, sokaklardan yazlık Adalar’a…İstanbul’un altı semtinde, bir zamanlar canlı bir hayatı olan Yahudi toplumunun mekânları, hikâyeleri ve hatıraları yeniden görünür kılınıyor. Rubi Asa ve FOCUS GRUP, “Ayak İzleri – Footsteps” çalışması ile kaybolmaya yüz tutan kültürel mirası hafızaya geri çağırıyor.
Unutulmaya direnen Süryanicenin sesleri: Zahrire d’Bahra’dan Sabro’ya
Zahrire d’Bahra, 1 Kasım 1849’da Urmiye’de Süryanice basının ilk ışığı oldu. Soykırımlar, yasaklar ve hafızasızlaştırma politikalarına rağmen Süryanice, Zahrire d’Bahra’nın mirasından Gazete Sabro’ya hayatta kalmayı başardı. Süryani halkının “umudu” olan Sabro, yüzyıllar öncesinin “Işık Hüzmeleri”ni günümüz okuruna taşıyor. Gazete Sabro Genel Yayın Yönetmeni David Vergili ile Süryani basın tarihine dair konuştuk.
Bethkustanlı Yakup Akyüz THY’de ilk Süryani pilot adayı
Midyat’ın Bethkustan Mahallesi’nden Yakup Akyüz, Türk Hava Yolları’nda ilk Süryani pilot adayı olarak tarihe geçti. Çocukluk hâyâlini gerçekleştiren 24 yaşındaki Akyüz, “Hırsla ve azimle çalışın, umudunuzu hiç kaybetmeyin. Ben yaptıysam siz de yaparsınız” diyerek Süryani gençlere ilham veriyor.
Tarsus, Adana ve Hatay’da bir asır sonra Rum Ortodoks Metropolitliği kurulacak
Patrik Vekili Archimandrite Pavlus Orduluoğlu, Antakya ve Tüm Doğu Rum Patriği 10. Yuhanna’nın riyasetinde, 13 Ekim’de toplanan Kutsal Antakya Kilisesi Sen Sinod Meclisi üyelerinin aldığı kararla, Tarsus, Adana ve Hatay bölgelerine Metropolit olarak atanacak. 100 yıl sonra yeniden Metropolitlik kurulmasına dair verilen tarihi kararın ayrıntılarını Antakya Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı Başkanı Fadi Hurigil’den dinledik.
Üç ayaklı hafıza: YAMBOL’UN İZ-İNDE
Göç ve kimliğin izleri, inançla birlikte dönüşen mekânlar ve her köşede saklı kalan hikâyeler… “YAMBOL’UN İZ-İNDE”, bir sinagogun tarihsel, kültürel ve duygusal katmanlarını görünür kılıyor. Belleğin izini süren sergi ve etkinlikler, geçmişle bugünü, mimariyle müziği, hatırlamakla unutmak arasındaki ince çizgide buluşturuyor. Kültürel Mirası Koruma Derneği’nin Bienal Paralel Etkinlikleri ajandasında yer aldığı “YAMBOL’UN İZ-İNDE” projesini, derneğin başkanı Renan Koen ile küratör ve mimar Hayim Beraha’dan dinledik.
Bir fotoğrafın peşinden 18 Süryaninin göç hikâyesi: EnstANtane
Şırnak İdil’de, 18 Süryani gencin yer aldığı 40 yıllık bir fotoğraf, göçün, hasretin ve aidiyetin izini süren “EnstANtane” belgeselinin kapısını aralıyor. Süryani toplumunun göçle savrulan hikâyelerine, geride kalanların sessizliğine ve gidilen yerlerdeki kimlik mücadelesine ışık tutan belgeselin yapımcısı Özcan Geçer ile konuştuk. Film, 12 Ekim Pazar günü “KırılgAN” adlı proje kapsamında, Yeşilköy Mor Efrem Süryani Kadim Kilisesi’nde izleyicilerle buluşacak.
212 Photopraphy İstanbul bu yıl ‘sınırları’ zorluyor
Bir festival, onlarca mekân ve yüzlerce hikâye. Sovyet otobüs duraklarından Latin Katolik Mezarlığı’na, 212 Photopraphy İstanbul’un hem fiziksel hem de metaforik “sınırları” zorlayan sergilerinde gezindik.
Avrupa Süryaniler Birliği’nden İsviçre Parlamentosu’nda Sayfo Konferansı
İsviçre Parlamentosu’nda 17 Eylül’de Sayfo Süryani Soykırımı’nın tanınması için konferans düzenleyen Avrupa Süryaniler Birliği’nin Eş Genel Başkanı Tony Vergili, “Parlamenterlerin büyük bir çoğunluğu, Sayfo’nun İsviçre Parlamentosu’nda kabul edilmesinden yana tavır sergiledi. Ancak bazı üyelerde dış politika dengelerinden dolayı çekimserlik dikkat çekiyordu. Şimdi bütün partiler ve parlamenterlerle birebir görüşmeler yapacağız. Sayfo bütün dünya, özellikle de Türkiye tarafından kabul edilene kadar mücadelemiz devam edecek. Bu kabul gerçekleştiğinde, belki halkımız bu korku ve travmadan biraz da olsa kurtulabilir” dedi.
Duvarların ardından “Güç ve Sürgün”: 30 yıllık tutsaklıkta umudu resmediyorlar
Zorla yerinden edilmenin, göçün ve sürgünün izlerini tutsakların kaleminden, fırçasından ve objektifinden aktaran “Göç ve Sürgün” sergisi, “içerdeki” ve “dışardaki” 100 ismin üretimlerini 12 Eylül’ün karanlığında bir araya getiriyor. Fotoğrafçı Özcan Yaman, 22 Eylül’e kadar Karşı Sanat’ta gezilebilecek olan sergiyi, “30 yıl hapiste yatmalarına rağmen bu umudu hala resmedebiliyorlar. Derdimiz, içerinin sesini dışarıya, dışarının sesini de içeriye duyurmak ve birbirlerini kuvvetlendirebilmelerini sağlamak” sözleriyle anlatıyor.

