Beyoğlu yalana sarıldı

Geçen hafta Türkiye Ermeni toplumunun büyük çoğunluğuyla birlikte, Beyoğlu Üç Horan Vakfı yöneticilerine ‘Al gı pave’ (Artık yeter) demiştik. Ama aradan bir hafta bile geçmeden Vakfın yöneticisi, avukatı ve kiracısı Simon Çekem, Vatan gazetesinin muhabirinin karşısına geçti ve herhangi bir utanma veya sıkılma belirtisi göstermeden, gerçeklerle hiç ama hiç ilgisi olmayan pek çok iddiayı peş peşe sıraladı.

 

Simon Çekem diyor ki, “Vakıflar yasasına göre bu vakıf sadece Beyoğlu’nda ikamet eden Gregoryan Ermenilere hizmet eder. Taşınmazlarından gelen gelir, sadece bu kişilere yardım ve burs olarak gider.” Eğer Çekem’in dediği gibi olsaydı, Vakfa bağlı Esayan Okulu’nda, Beyoğlu’nda ikamet etmeyen öğrenciler eğitim alamayacaktı. Yine Üç Horan’a bağlı Şişli Mezarlığı’na ise sadece Beyoğlu’nda yaşayanlar gömülebilecekti.

Çekem’e göre Vakıf emin ellerde ve gayet iyi yönetiliyor. O zaman biz de bıkmadan usanmadan bir kez daha soralım; Madem öyle, gelir kaynakları en güçlü Ermeni Vakfı olan Üç Horan, 2011’de neden 118 bin TL zarar açıkladı? Aralarında Tokatlıyan Han’ın da bulunduğu pek çok gayrimenkulün sahibi olan bir Vakıf, önceki yıllarda sürekli kâr açıklarken, 2011’de ne oldu da 118 bin TL zarar etti?

Bir hukuk adamı olarak Simon Çekem diyor ki: “Vakıf seçimlerini il geneline açmıyoruz çünkü yasal mevzuat buna izin vermiyor.” Oysa mevcut Vakıflar Yönetmeliği’ne göre seçimler, yönetim kurulunun vereceği bir dilekçeyle İstanbul geneline açılabiliyor. Hatırlatalım; yasalardan söz eden Simon Çekem’in yöneticisi olduğu Vakfın yaptığı iki seçim, usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle mahkeme tarafından iptal edildi.

Üç Horan Vakfı yöneticisinden bildik masallar

SARKİS GÜREH
sgureh@agos.com.tr

Son üç yılda iki yönetim kurulu seçiminde de usulsüzlük yaptığı mahkemece tespit edilen Beyoğlu Üç Horan Vakfı yönetimi, olumsuz tutumunu değiştirmiyor. Üç Horan Vakfı’nda yaşanan krizin en önemli aktörünün, vakıf yöneticisi Avukat Simon Çekem olduğu, bugüne dek sıklıkla dile getirildi. Birçokları, Ermeni toplumundan 603 kişiye dava açılmasının, seçimlerde yapılan usulsüzlüklerin, kapalı kapılar gerisinde yürütülen bazı görüşmelerin ardında Çekem’in bulunduğuna inanıyor. Hatta, yönetim kurulunun bazı üyelerinin, Çekem’in tutum, ve açıklamalarından hoşnut olmadığı söyleniyor. Son olarak 17 Temmuz Salı günü Vatan gazetesine bir açıklama yapan Çekem, gerçekleri çarpıtarak şimşekleri bir kez daha üzerine çekti. Üç Horan yönetimi ve Başkan Apik Hayrabetyan’ın bu gelişmeler karşısında ne yapacağı merakla bekleniyor.

Vatan’a konuştu

Simon Çekem, Vatan gazetesinde yayımlanan açıklamasında şunları söyledi: “Vakıflar yasasına göre bu vakıf sadece Beyoğlu’nda ikamet eden Gregoryan Ermenilere hizmet eder. Taşınmazlarından gelen gelir sadece bu kişilere yardım ve burs olarak gider. Tokatlıyan İş Hanı için de en uygun teklifi bekliyoruz, aylık 400 bin dolara kiraya vermeye hazırız. Cemaatin içinde iyi niyetli olmayanlar bu vakfı ele geçirmeye çalışıyor. Bizim Beyoğlu Balık Pazarı ve Nevizade Sokak’ta 26 binamız var, Şişli Ermeni Gregoryen Mezarlığı, Eminönü’nde bir dükkân, Elmadağ’da okul binası ve Beyoğlu’nda Eseyan Ermeni İlköğretim Okulu ve lisemiz var. Tokatlıyan İş Hanı 8 katlı ve 9 bin 700 metrekare. Yenisi yapılırsa 15 bin metrekareye çıkar. Biz en uygun kiracıyı arıyoruz. Vakfın gelirleri yüksek. İddia edildiği gibi kötü işletmecilik yok. Seçimleri İstanbul geneline yasal olmadığı için açmıyoruz.”

EĞRİSİ DOĞRUSU

“Vakıflar Yasası’na göre, bu vakıf sadece
Beyoğlu’nda ikamet eden Gregoryen Ermenilere hizmet eder.”

Ermeni vakıfları, toplumun her bir ferdinin
ortak yararı için kurulmuştur.

 

“Cemaatin içinde iyi niyetli olmayanlar
bu vakfı ele geçirmeye çalışıyor.”

 

İnsanlar demokratik yollarla ve seçilme
hakkını kullanarak Yönetim Kurulu’na aday
oluyor.

 

“Beyoğlu Üç Horan Vakfı’nın 30 kadar
mülkü var.”

 

Vakfın çok daha fazla gayrimenkulü olduğu
biliniyor.

 

“Beyoğlu Vakfı’nda kötü işletmecilik yok.”

 

Vakıf, bütün akarlarına rağmen  2011 yılında
zarar açıkladı.

 

“Seçimleri İstanbul geneline açmıyoruz,
çünkü bu yasal değil.”

 
Vakıflar Yasası, bir cemaat vakfının
bulunduğu ilçede yeterli cemaatin
bulunmaması durumunda, vakfın
bulunduğu ilin seçim çevresi olarak b
elirlenebileceğini söylüyor.

 


Çarpıtma dolu

Çekem’in açıklamasında, çok sayıda asılsız iddia yer alıyor. Açıklamanın daha ilk cümlesinde, Vakıflar Yasası’nın “Cemaat vakfı hayratının bulunduğu ilçe, o vakfın seçim çevresidir” diyen maddesi çarpıtılıyor ve cemaat vakıflarının sadece kendi bölgesinde ikamet eden toplum üyelerine hizmet etmekle yükümlü olduğunu iddia ediyor.

Çekem’in bu iddiası gerçek olsaydı, örneğin, vakfa bağlı olan Esayan Okulu’nda, Beyoğlu’nda ikamet etmeyen öğrenciler eğitim alamayacaktı. Ayrıca, yine Üç Horan’a bağlı olan Şişli Mezarlığı’na sadece Beyoğlu’nda yaşayanlar gömülebilecek, veya, örneğin Kurtuluş’ta oturan biri, Üç Horan Kilisesi’nde evlenemeyecekti. İlginçtir ki, vakfın yöneticisi olan ve bu açıklamayı yapan Çekem de, Yeşilköy’de ikamet ediyor. Üç Horan Vakfı’nın, Beyoğlu’nda oturmayan Ortodoks Ermenilere de hizmet verdiği, tüm Ermeni toplumu tarafından bilindiği halde, Çekem’in böyle bir açıklama yapması şaşırtıcı.

Ermeni toplumunun vakıfları, toplumun her bir ferdine destek olmak için kurulmuştur. İmkânları sınırlı olan vakıfların öncelikle kendi bölgesinde yaşayanlara katkı sunması anlaşılır olabilir, ama Üç Horan gibi, gelirleri tüm toplumun ihtiyacını karşılamaya yetecek olan bir kurumun yöneticisinin bu tür ifadeler kullanması, toplumun geneli tarafından hoş karşılanmıyor.

Ele geçirmek

Çekem, açıklamasında, demokratik yollarla ve seçilme hakkını kullanarak yönetim kuruluna aday olanları da, rant peşinde koşan insanlar olarak gösteriyor. Çekem’e göre bir vakfın yönetimine aday olmak, o vakfın yönetimini ele geçirmeye çalışmak anlamını taşıyor. Bu durumda akıllara şu sorular geliyor: Toplumun büyük bir kısmının hoşnutsuzluğu bu kadar ortadayken, Simon Çekem neden Beyoğlu Vakfı’nda yöneticilik yapmakta ısrar ediyor? Bunun nedeni, kendisinin de belirttiği gibi vakfın gelirinin yüksek olması mı? Kendisi İstanbul’un farklı bir semtinde ikamet ederken ve bu semtteki vakfın bütçesi önemli oranda açık verirken, zaten avukatlığını yaptığı vakıfta yönetici olmak istemesi, ‘iyi niyet’inden mi?

Vakıf iyi idare edilmiyor

Çekem’in, vakfın iyi yönetildiği yönündeki beyanı da gerçeği yansıtmıyor. Ermeni toplumunun gelir kaynakları açısından en iyi durumdaki vakıflarından olan Beyoğlu, 2011 yılında 118 bin TL zarar açıkladı. Bu da, yönetimin başarısızlığının en önemli kanıtı. Patrikhane bünyesinde kurulan Ortak Emlak Komisyonu’nun eski bir üyesinden edindiğimiz bilgiye göre, Beyoğlu Üç Horan Vakfı’nın sahip olduğu mülklerin sayısı, Çekem’in zikrettiğinden 10 kat daha fazla. Bu kadar akara sahip bir vakfın zarar açıklamasının ne tür bir ‘başarı’ olduğu merak konusu.

İl genelinde seçim yasal

Çekem, aynı açıklamasında, vakıf yönetim kurulu seçimlerinin il geneline açılmasının yasal olmadığını ileri sürüyor. Oysa Vakıflar Yasası, cemaat vakfının bulunduğu ilçede yeterli cemaatin bulunmaması hallerinde, vakfın bulunduğu ilin seçim çevresi olarak belirlenebileceğini söylüyor. Bunun için yapılması gereken tek şey, Çekem’in de içinde olduğu yönetimin Vakıflar Müdürlüğü’ne başvurması. Ermeni toplumunun pek çok vakfı, seçimlerini zaten il genelinde yapıyor. Seçimleri il geneline açmayan vakıflar ise genel olarak toplumdan tepki görüyor, ve bunlar arasında Üç Horan Vakfı başı çekiyor.

 

 

 

 

Kategoriler

Genel