Yerid kabuğunu değiştiriyor

Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II tarafından kurulan Yerid grubu, yeni bir solukla yola devam ediyor. Geçmişte zaman zaman, sadece eğlenmeye yönelik etkinlikler yapmakla eleştirilen Yerid, artık sosyal projelerle her kesimden genci bir araya getirerek, mesleki anlamda rehberlik yapmanın, destek olmanın yollarını arıyor. Yerid’in başkanı Jerry Şadyan, başkan yardımcısı Nayad Dursun ve grubun üyelerinden Serli Yeranosyan ile söyleştik.

Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II tarafından kurulan Yerid grubu, yeni bir solukla yola devam ediyor. Geçmişte zaman zaman, seçkinlere hitap eden, sadece eğlenmenin ön planda olduğu, tüketime yönelik etkinlikler yapmakla eleştirilen Yerid, artık sosyal projelerle her kesimden genci bir araya getirmenin yollarını zorluyor. İş veya eleman arayan, projesi olup gerçekleştirmek için destek bulmaya çalışan gençlere rehberlik yapmak isteyen Yerid’in başkanı Jerry Şadyan, başkan yardımcısı Nayad Dursun ve grubun üyelerinden Serli Yeranosyan ile söyleştik.

NATALİ ORAL 

BERNAR TERZİYAN

  • Yerid ne zaman kuruldu, amacı nedir, kimlerden oluşuyor?

Jerry: Ermenice ‘yeridasarutyun’ yani gençlik kelimesinin kısaltılmış hali olan Yerid, başlarda Ermeni gençlerin tanışmaları, hatta evlenmeleri amacını taşıyordu. Tabii zamanla, yapılan etkinlikler ve gençlerden alınan geri dönüşlere bağlı olarak daha farklı bir vizyon ile hareket etmeye başladık. Şu anda amaçlarımız arasında, hem toplumdan uzak kalan, cemaatle ilişkisini koparan gençleri bir araya getirmek, hem de derneklerde aktif olan, farklı ilgi alanlarına ve fikirlere sahip olup da bunları gerçekleştirme fırsatı bulamayan gençlere fikirlerini paylaşabileceği, diledikleri şeyleri yapmalarına fırsat sağlayacak ortak bir çalışma alanı oluşturmak var. Başkanlığı ben, başkan yardımcılığını ise Nayad Dursun üstlendik. Maral Sırabyan, Aykun Can, Serli Yeranosyan, Melodi Özer, Aksel Şahingöz, Ayk Şahsuvaroğlu, Arden Güldemir, Alen Bohcelyan, Arno Benglian ve Burak İbo’dan oluşan 11 kişilik bir grubuz.

Serli: Nayad, Jerry, Aykun ve Maral grubun en eskilerinden ve üç yıldır görevdeler. Patrik’in rahatsızlığından sonra grup dağıldı. Aram Sırpazan Yerid’i tekrar kurdu ve şu anki kadro oluşmaya başladı. Biz altı aydır görevdeyiz. Özellikle yaşça küçük çocukları aramıza çekmek istiyoruz ki o çocuklar büyüdüklerinde cemaatin sorumluluğunu alsınlar. Çocukların ve gençlerin kaybolmalarını istemiyoruz.

Nayad: Haftada bir gün Kumkapı Surp Asvadzadzin Kilisesi’ndeki çalışma odamızda bir araya geliyoruz. Projeler, fikirler üzerine çalışıp, etkinlik listemizi oluşturuyoruz. Grup olarak yönetim kurulumuz dışında da üyelerimiz bulunuyor. Dileyen, isteyen herkese kapımız sonuna kadar açık.

  • Nasıl bir gençlik istiyorsunuz, gençlere ne gibi imkânlar sunuyorsunuz?

Jerry: Gençlerin, tarihine, kültürüne, diline, dinine, geleneklerine, vakıflarına sahip çıkmasını istiyoruz. Mesleki anlamda da gençlere yardımcı olmaya çalışıyoruz ve onlara iş imkânları sunuyoruz. Bu konularda yardım isteyenler, Facebook ve Twitter sayfalarımızdan bizlere ulaşabilirler. Sadece mesleki anlamda değil; yetenekleri veya ilgi alanları doğrultusunda da onlara yardımcı olabiliriz. Kısaca onlara her konuda destek olmayı amaçlıyoruz.

  • Yönetime geldiğinizde sizi en çok ne zorladı?

Jerry: Geldiğimizde yapmaya çalıştığımız ilk şey Yerid ismini düzeltmeye çalışmak oldu.

Serli: Biz çalışmalara başladığımızda Yerid daha çok ‘eksileri’ ile ünlüydü. Kendi arkadaşlarımız bile Yerid’e önyargı ile bakıyorlardı. İnsanların gözünde Yerid, belirli bir gelir seviyesinde olan ailelerin çocuklarının oluşturduğu bir gruptu. İlk zamanlar bu algıyı değiştirmeye çalıştık, çünkü yaratılan bu imaj önemli bir kesimin tepkisine neden oluyordu. Şimdi ise bunu yıktığımızı düşünüyorum. Biz her kesimden gençleri aramızda görmek istiyoruz. Şu anda tüm derneklerle iletişim halindeyiz, onlarla ortak projeler gerçekleştirip herkese ulaşmaya çalışıyoruz.

  • Bir önyargı olduğunu söylüyorsunuz, bu grubu nasıl etkiliyor? Önyargılar devam ediyor mu?

Nayad: Olumsuz eleştiriler ve dedikodular yüzünden yönetime gelen gençlerin hevesleri kırılıyor ve ayrılıyorlar. Şu anki kadro öncekilere nazaran daha dayanıklı. Etkinliklere katılımlar da yaştan yaşa farklılık gösteriyor, her yaşa uygun etkinlikler planlamaya çalışıyoruz. İlgiden memnunuz. Bazı duvarların yıkıldığını görüyoruz.

  • Gençleri bir araya getirmek için neler yapıyorsunuz? Çünkü sürekli parti düzenlediğiniz şeklinde bir eleştiri var.

Serli: Uludağ gezimiz ve Kınalıada’da yapılan kostüm partisi gelenekselleşmeye başladı. Onun dışında yılbaşı ve bayram resepsiyonları, Topkapı okulu için yaptığımız etkinlikler de var. Sosyal sorumluluk projelerini de gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Parti organizasyonları ise gençleri buluşturmak ve tanıştırmak için yapılıyor, onları aramıza çekebilmek için organizasyonlar önemli. Neden bu kadar eleştirildiğini de anlamıyoruz. Sonuçta bir araya gelip eğlenmek de bir ihtiyaç.

  • Gençler nasıl, hangi nedenler ve süreçler sonucunda cemaatten uzak kalıyor?

Serli: Aileleri tarafından küçük yaşlarda okullarımıza ve toplumumuzun etkinliklerine yönlendirilmedikleri için gençler uzak bir sosyal hayat sürdürüyorlar. Ayrıca, gençlerin kendilerini özgürce ifade edebilmeleri için desteğe ihtiyaçları var.

Nayad: Aslında Ermeni okullarında iyi bir eğitim veriliyor, pek çoğunun kolejlerle aynı seviyede olduğunu düşünüyorum. Ne yazık ki topluma yön veren aileler önyargılı davranıp çocuklarını Ermeni okullarına göndermiyor. Bunun gibi birçok nedenden dolayı okullara olan talep çok düşük. Dileğimiz çocukların Ermeni okullarında eğitim görmeleri.

Jerry: Toplumun önde gelen isimlerinin birbirleriyle olan çekişmeleri gençler arasında huzursuzluk yaratıyor ve gençlerin cemaatten uzaklaşmalarına, sorumluluktan kaçınmalarına sebep oluyor.

  • Ermeni toplumundan uzak kalan gençlere nasıl ulaşıyorsunuz?

Jerry: Sosyal medya aracılığıyla ulaşıyoruz. Cemaat okulları dışında eğitim gören gençleri de araştırıp onlarla iletişime geçiyoruz. Küçük yaş gruplarına bu yüzden çok önem veriyoruz. İleride cemaatten uzaklaşan gençler olmamaları için günlük hayatımızda onlarla birlikte vakit geçiriyoruz ve onları olabildiğince etkinliklere çağırıyoruz.

(Fotoğraflar: Bernar Terziyan)