Antakya hafızalardan silinmesin diye...

Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, Türkiye’nin belki de en kozmopolit, çok kültürlü şehrinin hafızasını canlı tutmak için yeni bir dijital hafıza projesi geliştirildi.

6 Şubat’taki depremlerin ardından birçok şehir büyük hasara ve yıkıma uğrarken, Hatay için belki de fazlasını söylemek mümkün. Neredeyse bütün bir şehrin yok olduğu Hatay’da depremin etkisinin, bölgeye gidenler tarafından, ilk günden bu yana, ‘tahmin edemeyeceğimiz kadar kötü’ olduğu söylendi.

Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, Türkiye’nin belki de en kozmopolit, çok kültürlü şehrinin hafızasını canlı tutmak için yeni bir dijital hafıza projesi geliştirildi. Bir Nehna projesi olan ‘Beledna’ [Memleketimiz], katılımcı çevrimiçi bir hafıza mekânı. Proje, Hataylıların yanı sıra bu şehre adım atmış herkesin hatıralarını bir araya getirerek şehrin canlı hafızasını oluşturmayı hedefliyor.

Şehirle bir şekilde bağ kuranların katkı sunduğu bir arşiv oluşturarak, şehrin yaşadığı yıkım ve yeniden inşanın yarattığı mekânsal hafıza kaybına bir nebze de olsa engel olmayı amaçlayan projede, kullanıcılar, harita üzerinde dolaşırken diledikleri yeri işaretleyecek, o yerlere yazılar ve görseller ekleyerek kişisel hikâyelerini paylaşacaklar.

Beledna’nın kuruluş hikâyesini, önemini ve şehrin hafızasına sunacağı katkıyı, Nehna ekibinden Evlin Hüseyinoğlu’yla konuştuk.

Beledna neden, nasıl bir inisiyatifle kuruldu?

Evlin HüseyinoğluBenim Nehna ile yolum, 6 Şubat’taki depremin hemen ardından bölgedeki aşevi ve acil ihtiyaçların karşılanması konusunyla kesişti. Acil ihtiyaçlar zaman içinde giderildikten sonra, Antakya Kilisesi Kadınlar Kolu ile beraber öğrenci burs fonu için İstanbul ve Ankara’da kermesler düzenlendik.

Bir yandan da Hatay’ın depremde yaşadığı yıkımdan kaynaklı yaşanacak mekânsal hafıza kaybına karşı da bir proje geliştirmek istiyorduk. Bu süreçte, Nehna ekibinden Emre Can ve Çiğdem Mater arasında yapılan mektuplaşmada, Çiğdem’in aklına dijital bir harita fikri geldi. Bu fikir, Beledna yani ‘Memleketimiz’ adını alarak hayata geçti.

Beledna, Hatay’daki depremin ardından ortaya çıkan yıkımın ve kayıpların anısını yaşatmak, şehirle bağ kuranların duygularını, anılarını ve öykülerini bir araya getirmek amacıyla kurulmuş bir platform. Hatay’a yolu düşmüş ve bu şehir ile bağ kurmuş herkesin kendi gözünden memlekete dair hatıralarını paylaşması ve bu sayede de memleketimize dair bir arşiv oluşmasını hedefliyoruz.

Amacımız, şehrin geçirdiği yıkımın ve yeniden inşanın neden olduğu mekânsal hafıza kaybına karşı bir çözüm sunarak, Hatay’ın zengin hafızasını beraber canlı tutmak ve her mekândaki yaşanmışlıkları bir araya getirerek memleketin hikâyesini hafızasını bir arada tutabilmek. Bu sayede Beledna, sadece bir felaket coğrafyasını değil; aynı zamanda bir dizi yaşanmışlık, bir aradalık, farklılık ve mücadeleyle var olmaya devam eden bir mekân olan Hatay’ı gösterecek ve bu şehre dair anlatacakları olanlardan dinleyeceğimiz bir hikâyeye dönüşecek.

Haritada hem kentin önemli mimari yapıları, yerleri işaretlenmiş ve bu yerlere dair bilgiler verilmiş hem de katılımcıların katkı sunduğu görsellere yer verilmiş. Size göre Beledna, Antakya’nın kent hafızasına nasıl bir katkı sunuyor, sunmayı hedefliyor?

6 Şubat’taki deprem, Hatay’ın derin kültürel ve tarihî dokusuna büyük bir zarar verdi. Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan Hatay, çok katmanlı ve çok kültürlü bir yapıya sahip. Bu felakette, hem 500 yıllık ibadethaneler hem de Roma Dönemi’nden kalan kaleler zarar gördü. Özellikle Antakya merkezde kiliselerin, camilerin ve sinagogların bulunduğu Eski Antakya’nın tamamen yıkılması, kentin dokusunu oluşturan önemli yapıları etkiledi. Durum, İskenderun ve Samandağ’da da benzerdi.

Beledna projesi olarak, tarihî mirasa hakkıyla sahip çıkarken, kentin önemli mimari yapıları, caddeleri, müzeleri ve kaleleri gibi yaşamsal alanları içeren bir arşiv oluşturduk. Bu arşiv, Tuğçe Tezer hocanın yereldeki arkadaşlarının katkılarıyla teyitli bilgileri içeriyor. Ancak, Beledna’nın sunduğu katkı sadece bu bilgilerle sınırlı değil.

Ayrıca, Antakya’dan Samandağ’a, İskenderun’a kadar herkesin, yani Hatay ile bir bağı olan kişilerin, kentte yaşamış olanların veya geçmişten günümüze bu topraklarla özdeşleşmiş herkesin hatıralarını yükleyebileceği bir platform sunuyoruz. Herkesin hatırası ve yaşadığı deneyimler çok özeldir, ve bu benzersiz hatıraların bir araya gelmesi, asıl memleketin zenginliğini ortaya çıkaracak. Yolu ister bir günlük turistik geziyle, ister üç yıllık tayinle düşmüş olsun, isterse yedi kuşaktır hemşerimiz olsun; her bir katılımcının paylaştığı hatıra, bu dijital harita üzerinde Hatay’ın yaşayan ve renkli hafızasını oluşturacak.

Söylediklerinizden anladığım kadarıyla bu proje hiçbir zaman ‘tamamlanmayacak’ ve güncelliğini koruyacak. Öte yandan, bu proje için herhangi bir sonraki adım planınız var mı?

Vakıflı KöyüEvet, tamamen doğru. Beledna projesi, sürekli güncellenen dinamik bir platform ve asla tamamlanmayacak bir hafıza mekânı olarak tasarlandı. Her geçen gün, kullanıcılar tarafından yüklenen hatıraların sayısı artıyor. Bu hatıralar, Hatay’ın çok katmanlı ve zengin kültürel geçmişine, tarihine ve coğrafyasına dair bir mozaik oluşturuyor.

Gelen hatıralar arasında 80’lerin Hidro’su gibi tarihi simgelerin yanı sıra, 90’ların Kurtuluş Lisesi gibi eğitim kurumları da bulunuyor. Ancak, bu platform sadece büyük tarihî olayları değil, aynı zamanda bireylerin günlük yaşamlarından özel anıları da içeriyor. Örneğin, depremden bir hafta önce evinin balkonunda içtiği kahveyi paylaşan bir kişi ile büyüdüğü lojmanın bahçesindeki güzel anılarını yükleyen bir başka kişi arasında birbirinden farklı öyküler ve hatıralar bulunuyor.

Bu çeşitlilik, Hatay’ın çok kültürlü ve çok eski bir mekân olduğu gerçeğini vurgular. Hatay, tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, bu da bölgeye zengin bir kültürel miras kazandırmış. Beledna, bu kültürel çeşitliliği ve tarihî zenginliği bir araya getirerek, kullanıcıların katkılarıyla sürekli olarak büyüyen bir hafıza kaynağı oluşturmayı amaçlıyor. Bu sayede, her bir hatıra ve yaşanmışlık, Hatay’ın benzersiz kimliğini ve tarihini ortaya çıkaran önemli kilometre taşları.

Antakya’yla bağ kuranlar, bu hafıza haritasına katkı sunmak isteyenler ne yapmalı?

Memleketimizle bağ kuran herkesin o anları canlandırarak, o anların fotoğraflarını ve hikâyelerini yüklemeleri bizim için son derece kıymetli. Beledna, bu özel bağları ve anıları dijital bir platformda birleştirerek Hatay’ın zengin hafızasına katkı sağlayabilecek.

Özellikle farklı dönemlerden hatıraların bir araya getirilmesi ile yıllar içerisinde Hatay gözler önüne serilecek. 1980’lerde Samandağ’ın nasıl bir yer olduğunu, 2000’lerde İskenderun’da neler yaşandığını, depremden bir önceki gün Harbiye’de neler olup bittiğini anlamak, sadece o dönemin ruhunu değil, aynı zamanda Hatay’ın geçmişine ışık tutan önemli anıları dijitalleştirmek demek.

İşte Hatay’ın bu anlarını hatırlamak, aynı zamanda kültürümüzü, dilimizi ve tarihimizi yaşatma çabasına katkıda bulunmak demektir. Bunu hatırlamak, memleketle birlikte kültürümüzü, mutfağımızı, dilimizi ve tarihimizi de yaşatmaya çalışmaktır. İşte bu yüzden, Hatay ile bağ kuran herkesi Beledna’da hatıralarımızı paylaşarak gelecek umudumuzu paylaşmaya ve ortak hafızamızı korumaya davet ediyorum.

Kategoriler

Kültür Sanat


Yazar Hakkında

1990 İstanbul doğumlu. Kültür sanat, müzik, insan hakları ve güncel politika haberleri yapıyor.