Restorasyonu tamamlanan ve çan kulesi yeniden yapılan Surp Giragos Kilisesi’nde ilk ayin yapıldı. Ortadoğu’daki en büyük Ermeni kilisesi olan Surp Giragos Kilisesi, yeniden yapılan kulesine çan yerleştirilmesinin ardından Türkiye Ermenileri Patrikliği Genel Vekili Başepiskopos Aram Ateşyan’ın yönettiği ayinle ibadete açıldı.
Yurtdışından çok sayıda kişinin katıldığı ayinde, şef Hagop Mamigonyan yönetimindeki İstanbul'dan gelen 40 kişilik Lusavoriç Korosu, ayini seslendirdi. Ateşyan, yaptığı konuşmada, yaklaşık 100 yıl aradan sonra Surp Giragos’ta çan sesi duymaktan mutlu olduğunu belirterek, emeği geçenlere teşekkür etti. Barış ve kardeşlik için dua eden Ateşyan, şunları söyledi:
Başepikopos Ateşyan, ölüm oruçlarının bitmesi için dua etti
“Tanrının huzurunda bulunduğumuz bu anda tüm dünyada çatışmaların son bulması için dua ediyoruz. Yüreklerde barış ve sevgi tohumlarının yeşermesinin ve yeşeren güzelliklerin, dünyamızdaki şerri yenmesini diliyoruz. Özellikle ülkemizdeki tüm insanların bir an önce huzura kavuşmasını, her dine, dile, ırka inanca mensup insanların kardeşçe birlikte yaşamalarını diliyoruz. Ölüm oruçlarının bir an önce sona ermesi için herkesin kendi üstüne düşen görevi yerine getirmesini insanlık ve Tanrı adına diliyoruz. Birlikte kalkınmak, birlikte hayır işlemek ve birlikte mutlu olmak için hepimize gayret bahşetmesi için tanrıya yakarıyoruz.”
Ayinin ardından katılımcılar kilisenin bahçesinde eski günleri yâd etti. Hediyelik eşya stantları ile ‘Kültürel Çeşitlilik’ konulu fotoğraf sergisi de kilise bahçesinde izlenime sunuldu.
1914’te top atışıyla yıkılmıştı
Diyarbakır Surp Giragos Kilisesi’nin 1914 yılında top atışıyla yıkılan çan kulesi, 2010 yılından bu yana devam eden restorasyon çalışmaları kapsamında yeniden yapıldı. Moskova’da yaptırılan 150 kilo ağırlığındaki bronz çan, bugün kilisenin geleneksel isim gününde yeniden çalmaya başladı.
1729 yılında Şahin, Saruhan ve Yeram tarafından yeniden inşa edilen ve Ermeni mimarisinin bütün özelliklerini yansıtan Surp Giragos Kilisesi’nin ‘soğan başlı’ çan kulesinin yıldırım çarpması sonucu yanmasından sonra, Tavit Hızarcıyan adlı bir mimar tarafından 29 metre yüksekliğinde daha görkemli bir çan kulesi inşa edildi. Bu kule de civardaki minarelerden daha yüksek olduğu gerekçesiyle 1914 yılında top atışıyla yıkıldı.
