15 Kasım Basın Özeti – Köşe Yazarları

Radikal’den Başaran, anadilde savunma ile ilgili meclise sunulan tasarıyı eleştiriyor. Mahçupyan, Kürt siyasetine yönelik analiz ve eleştirilerini sürdürürken, Bayramoğlu Başkanlık sistemi tartışmalarına katılarak AK Parti için taşıdığı risklere dikkat çekmiş. Yetkin, Şam yönetimi etrafındaki çemberin artık daraldığını yazmış.

 

Radikal’den Ezgi Başaran, meclise sunulan Anadilde savunma hakkına ilişkin tasarıyı eleştirimiş. “Kürtçe savunma büyük Türk hakimine emanet” başlıklı yazsısında Başaran, tasarıda hakimlere verilen yorum hakkının genişliğine ve tercüman ücretinin sanıklardan alınmasına dikkat çekmiş. Başaran, “Devletin Kürtlere doğuştan gelen haklarını vermek konusunda taktiğini sofistike bir endüstriden geçtiğini görüyouz. Çok geç, çok az, çok geç, bol taksitli uygulamasına hakkını verirmiş gibi yaptığımız bu haktan yararlanabilir özelliği var ki.. Oh tadından yenmez” diyor.

Zaman’dan  Etyen Mahçupyan, Kürt siyasetine dönük eleştirilerini sürdürüyor. Mahçupyan, Kürt siyasetinin çatışma düzleminde çok güçlü olabildiğini ancak barış düzleminde son derece kırılgan hale gelmekte olduğunu belirtiyor.

“Acilcilik” Kürt siyasetinin asli niteliklerinden biri olduğunu belirten Mahçupyan, “Böylece Kürt siyaseti açısından bakıldığında ‘acilciliğin’ neredeyse yaşam kavgasının, ayakta kalma mücadelesinin yürütücü motoru olduğunu anlıyoruz. Diğer taraftan acilci yaklaşımın salt söylemle ayakta tutulması da mümkün değil. Ancak çatışmayı sürekli kılarak, bizatihi çatışmanın gerekliliğini meşrulaştırma şansınız olabilir. Meşruiyet ise psikolojik açıdan mağduriyetle sağlanıyor. Yani çatışmayı sürdüren PKK olsa bile, devletin tepkisinin mağduriyet yaratması gerekiyor” diyor.

Yeni Şafak’tan Ali Bayramoğlu, başkanlık sistemi tartışmalarına değinmiş. “Başkanlık sistemi, AK Parti'nin 'siyaset-hizmet özdeşliği' üzerine kurulu siyaset algısına, ataerkil siyaset anlayışına, tek adam merkezli yapılanma pratiğine uygun bir karar alma sürecini ifade eder” diyen Bayramoğlu, şu anda geçerli olan fiili siyasi karar alama mekanizmasının daha merkezileşmesi, dolaysız hale gelmesi ve kurumsallaşması anlamını taşıyacağına dikkat çekti.

Başkanlık sisteminin yeni kurumsal yapısıyla AK Parti açısından yönetim sistemine tam hakimiyetinin yolu olduğunu belirten Bayramoğlu, sistemin yeni siyasi elitler üretilmesine en uygun araç olduğunu söyledi. Bayramoğlu, “En nihayet bu çerçevede başkan etrafında bir siyasi toparlanma, AK Parti'nin sağ kesimi ve örgütlenmeleri kendisine çekmesi imkanı verecektir. Bu, kabul etmek gerekir ki, büyük bir siyasi iddiadır ve özellikle demokrasi açısından son derece riskli bir iddiadır.  Kanımız o dur ki, Başbakan'ın başkanlık sistemi arayışının arkasında 'mevcut siyaset anlayışı' ile 'AK Parti'nin kökleşmesi' arayışı yatmaktadır. Madalyonun bir ucunda tam hakimiyet kurmak, öte ucunda başkanlık rejimi üzerinden tarihe karışmak vardır..” diye belirtti.

Fikret Bila açlık grevlerine ilişkin olarak müdahale talimatının verileceğini yazdı. Sürecin her iki taraf açısından inatlaşmayı körüklediğini belirten Bila, hükümetin inatlaşma sonunda sağlık durumu kötüleşmiş olanlara müdahale edeceğini belirtti. Bila, karşılıklı inatlaşmanın süreci bu noktaya getirdiğini savundu.

Murat Yetkin; Suriye’de rüzgarın yön değiştirmeye başladığını yazmış. Doha toplantılarının dönüm noktası olduğunu belirten Yetkin, “Şam etrafındaki çember ABD seçimlerinin geride kalmasıyla daralmaya başladı. Doha konferansıyla birlikte Suriye politikası yeniden Batı ile paralel hale gelen Ankara da birkaç ay önce uç beyi rolünden masadaki aktör rolüne geri dönüş yaptı. NATO’dan gelen desek açıklamaları sanki bunun ilanı gibi. Bu durum Rusya’nın BM’deki engelleme çabasının giderek daha önemsiz hale gelmeye başlar, çünkü artık Suriye’deki rejimin BM oylamalarıyla sürdürülemeyecek kadar yalnızlaşmış  ve zayıflamış görünüyor”

Kategoriler

Güncel Basın