20 Kasım Basın Özeti – Köşe Yazarları

Öcalan’ın çağrı yaparak açlık grevlerini bitirmesinin ardından, Öcalan tartışması gazete köşelerinde devam ediyor. İsrail'in Filistin saldırıları da gündemde.

Taraf’tan Ahmet Altan, açlık grevlerinde yaşnabilecek ölümün sonuçlarını kimsenin etkileyemeyeceğini belirterek mucizenin yolunu hükümetin açtığını ama mucizeyi Öcalan’ın gerçekleştirdiğini yazdı. Kürt meselesinde hiç kimsenin Öcalan’ın gücüne sahip olmadığına dikkat çeken Altan, Öcalan’ın Mandela ile olan benzerliklerinin altını çiziyor.

Başbakan Erdoğan’ın Öcalan’a en yakın siyasi ağırlığa sahip Türk lider olduğunu belirten Altan, Erdoğan’ın büyük bir lider olmak için kapının önünde iki kere açılmış olduğunu belirterek şu tespitte bulunuyor; “ Hem Kürt meselesinde hem de Ortadoğu sorununda çok büyük bir rol oynayabilir. Öcalan’a gereken saygıyı göstererek müzakere yolunu açarsa, ki açacak gibi gözüküyor , bu sorunu çözen lider olarak tarihe geçecek. Ortadoğu’da ise, İsrail’in en önemli ve en saygıdeğer gazetelerinden Haaretz’in söylediği gibi İsrail-Arap anlaşmazlığında “arabuluculuk” yapabilecek belki de tek isim.

HaberTurk’ten Fatih Altaylı, Öcalan’ın açlık grevlerini tartışmasız liderliğinin tescillendiğini ve Türk siyasetinin önemli bir figürü haline geldiğini yazdı.

Posta’dan Mehmet Ali Birand, Hasan Cemal’in Barzani ve Talabani ile yaptığı görüşmeleri anımsatarak her iki Kürt liderinin ‘Patron Öcalan’ noktasına dikkat çektiklerini vurguluyor. PKK’ya dönük kaygılarını dile getiren Birand, şunları kaydetti; “Asıl önemli olan hükümetin içindeki sağduyuluların yaklaşımları. Onlar bu sonucu orta ve uzun vadede yeni bir fırsata dönüştürebilmek ve görüşmeleri yeniden başlatabilmek için uğraşıyorlar. Eğer kimse çomak sokmazsa, Öcalan’ın avukatlarını görmesine de bir formül bulunacaktır. Asıl önemlisi ise giderek Oslo tipi görüşmelerin yeniden başlamasının sağlanması. Bu kriz bizi oraya götürebilir. Yeter ki PKK yine çomak sokmasın.

Zaman’dan Mümtaz’er Türköne, açlık grevlerinin bitmesinin akabinde, Şemdinli’de beş askerin hayatını kaybetmesi  arasında ilişki kurmanın doğru olmadığını, asıl sorunun ‘PKK-BDP içinde kim kazandı?’ olması gerektiğini belirtti. Türköne, şu tespitte bulundu, “Açlık grevleri, tetiğe dokunmak için bahane arayan dağdaki PKK şefleri ile, şiddeti reddetmeden başka alternatifleri de devreye sokmaya çalışan ovadaki KCK efradı arasında bilek güreşiydi. Sonuç: Devlet basiretli davrandı; ovadakilerin kazanmasına yardımcı oldu.

Hürriyet’ten İsmet Berkan, açlık grevlerinin ardından müzakere için iyimser bir fırsat ortaya çıktığı kanısında olmadığını belirterek Kürt sorununda çözüm perspektifinin olmadan müzakere masasına oturmanın anlamsız olduğunu belirtti.  

Radikal’den Eyüp Can, Ankara’daki genel kanının müzakere masasının başlamadan devirmek isteyenlerin olduğunu belirterek Şemdinli’de meydana patlamaya dikkat çekiyor.

Radikal’den Murat Yetkin de İsrail krizi ve Mısır’ı köşesine taşımış. Türkiye’nin Gazze için ortaya çıkabilecek olan diplomisnin dışında kalmaması gerektiğini belirterek Mısır’a dikkat çekmiş. Mısır'ın İsrail ile Gazze ile diplomatik bir ilişki içinde olduğunu belirten Yetkin,  'Suriye krizinin ardından patlayan İsrail krizi, Mısır'ı bölge siyasetinde yeniden öne fırlatmış, Arap Baharı sayesinde nispeten demokratikleşen yapısıyla Mısır deyim yerindeyse küllerinden doğmuş, Arap dünyasında yeniden sözü dinlenen ağabey rolünü üstlenmiştir” tespitinde bulundu.

Sorunu İsrail lobisi çözer 

Star’dan Eser Karakaş da ABD yönetiminin İsrail lobisini karşısına almadığı sürece Ortadoğu sorunun kilit kalmaya devam edeceğini belirtti.  İsrail lobisinin bilgi ekonomisi  ve yeni ekonomisinin Ortadoğu meselesinden zarar gördüğünü savunan Karakaş, Ortadoğu’da kalıcı çözümün ABD’li Yahudilerden geleceğini söyledi.

Milliyet’ten Aslı Aydıntaşbaş, Suriye’de PYD ile Özgür Suriye Ordusu arasında ki çatışmaları köşesine taşımış. Aydıntaşbaş, Ankara’nın Suriye bağlamında bir Kürt-Arap çatışmasına çekilmek istendiğini belirtmiş. 

Kategoriler

Güncel Basın