Kılıçdaroğlu Dink cinayeti davası ile ilgili konuştu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarını Hrant Dink cinayetinden sorumlu tuttuğunu belirterek, 'Başbakan diyor ki, 'Ankara'nın karanlık dehlizlerinde bunlar kaybolmayacak.' İyi de Sayın Başbakan yeni mi fark ettiniz? Bütün bunlar kayboldu' dedi.

CHP Genel Başkanı CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Hande Fırat’ın sorularını yanıtladı. Hrant Dink davasına ilişkin eleştirilerini anlatan Kılıçdaroğlu, AK Parti'yi suçladı ve Dink cinayetinde sorumluluğu olduğunu ileri sürdüğü kamu görevlilerinin terfi ettirilmesine dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

'Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü hemen cinayetten sonra bir açıklama yaptı: 'Bir örgüt yoktur' dedi. Ortaya çıkan karar bunu doğruluyor. Bu Emniyet Müdürü şimdi Osmaniye Valisi. Dönemin İstanbul Valisi, Kamu Güvenliği müsteşarı yapıldı ki, çok önemli bir görevdir; bütün istihbarat orada toplanır; sonra milletvekili yapıldı. Olayı toplaması, önlemesi gereken, delilleri alıp yargıya intikal ettirmesi gereken kişiler... Sayın Başbakan diyor ki, 'Ankara'nın karanlık dehlizlerinde bunlar kaybolmayacak.' İyi de Sayın Başbakan yeni mi fark ettiniz? Bütün bunlar kayboldu. Nedim Şener'in kitaplarına bakalım, bunların hepsini yazdı. Şimdi Sayın Başbakan da bunları kabul ediyor. Trabzon'da başlayan bir süreç var. 17 kez ihbar yapılmış. Dönemin Trabzon Valisi bile 'Bana önceden haber verselerdi, ben bu cinayeti önlerdim' dedi. Kimin suçu işleyeceği, nerede işleyeceği, hangi silahla işleyeceği belli! Ama hiçkimse bir şey yapmıyor, yapmayanlar belli. Siz onları alıp terfi ettirdiniz, yüksek bürokrat, milletvekili yaptınız.'

'AK Parti'nin sorumluluğu dışında bir sonuç çıkması mümkün değil'

Kılıçdaroğlu, AK Parti hükümetinin Hrant Dink cinayetindeki sorumluluğuna ilişkin bir soru üzerine, 'Ben sadece gerçekleri söylüyorum. Bana desinler ki, 'Dönemin emniyet müdürünü vali, valiyi milletvekili yapmadık' desinler. Bu verilerden yola çıkınca bu sonuç çıkıyor. Başka bir sonuç çıkması mümkün değil zaten' dedi.

'Deliller gizlendi'

Batı'da yapılan 'Ergenekon enerjisi, Dink davasına verilmedi?' biçimindeki eleştirileri de değerlendiren CHP lideri Kılıçdaroğlu, 'Türkiye'deki hukuk garabetleri artık bütün dünyanın ilgisini çekmeye başladı. Bunu bütün dünyada seslendiren biziz. Çünkü biz adalet istiyoruz. Biz, 'Kimse yargılanmasın' demiyoruz ama 'hukuk içinde yargılansın.' Siz bunları yapmıyorsunuz. Hak ihlalleri var; hak ihlallerini bırakın deliller gizleniyor. Dönemin valisi bunu söylüyor: 'Benim haberim olsaydı, engellerdim' diyor.'

'Yargıtay'ın düzelteceğini nereden biliyor?'

Dink cinayetine ilişkin Başbakan Erdoğan'ın 'Yargıtay bunu düzeltecek' sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, 'Sayın Başbakan siz bunu nereden biliyorsunuz? O bürokratları alıp yargıya mı teslim edeceksiniz, yeniden delilleri mi toplayacaksınız?' dedi.

Soruşturma makamlarının siyasi otoriteden bağımsız, özgürce delil toplayıp yargıya verebilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, 'Siyasi otorite emniyete baskı yaparsa, 'Şu delilleri vermeyin' derse, deliller gitmez. Sonra da biz toplanacağız, hep beraber yargıyı suçlayacağız. Yargıç da 'ben önüme gelen delillere göre karar verdim' diyor' şeklinde konuştu.

 'Soruşturmayı siyasi otoritenin engellediğinin somut bilgisi var'

'Soruşturma sürecinde delillerin siyasi otorite tarafından engellendiğine dair elinde somut bilgiler mi bulunduğu' sorulan Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

'Muammer Güler'le ilgili somut bilgi, Trabzon Emniyet Müdürü'yle ilgili somut bilgi, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü'yle ilgili somut bilgi var. Somut bilgiyi ben söylemiyorum. Dosyada var. Çok daha önce, olayın üzerinden 36 saat geçmeden İstanbul Emniyet Müdürü çıktı, 'örgüt yok' dedi. Şimdi bir örgüt var deniyor. Sormayacak mı siyasi iktidar? 'Kardeşim baştan yok dedin, şimdi ne oldu?' demeyecek mi? Hatırlayın bütün gazetelerde şemalar vardı ama, o şemalar şimdi dava dosyasında yok.'

Bu konularda her hangi bir düzeltme yapma imkanı kalmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, 'Hükümet bugün hiçbir şey yapamaz. Hükümetin o delilleri mahkemeye vermeyen, soruşturmaya vermeyen makamların tümü hakkında soruşturma açması lazım. Ve eksiklikleri varsa, bu davanın karartılması anlamına gelir. Gerekirse bu kişileri görevinden alması gerekir. Oysa, hepsini terfi ettirdi, bugün bir şey yapmaları mümkün değil' dedi.

Kategoriler

Genel