Bir topun peşinde bir koca kıta...

19 Ocak-10 Şubat tarihlerinde gerçekleşecek olan Afrika Uluslar Kupası’nı şapgir’de değerlendirecek olan Dağhan Irak, Güney Afrika’da düzenlenecek turnuva için bir ön analiz yaptı. Kupa neden izlenmeli? Kupanın öne çıkan hikayeleri neler? Kimler katıldı, kimler katılamadı? Hangi takımlar favori? İzlenecek grup maçları neler? Hepsinin cevabı bu yazıda…

Dağhan Irak
daghan@daghanirak.com

Futbol, Afrika için diğer kıtalar için olduğundan çok farklı bir anlam taşıyor. Zira sınırları, kan ve cetvelle çizilmiş bu kıtanın köleliğe mahkum edilmiş yıllarından çıktığı özgürlük mücadelesinde futbolun hep bir yeri oldu. Meşin yuvarlak; tozlu yollarda ya da toprak sahalarda ince bacaklı çocukların peşinden koştuğu bir hayal makinesiydi. Futbol; Afrika'nın dünyadaki sesi, ayrımcılığa isyanı ve ortak lisanıydı. Önümüzdeki hafta başlayacak Afrika Uluslar Kupası, futbola tapan bu kıtanın en önemli olaylarından biri. 19 Ocak'tan 10 Şubat'a kadar tüm kıta, Güney Afrika'daki kupanın heyecanını yaşayacak.

Neden izlemeli?

Afrika Uluslar Kupası, dört yılda bir yapılan diğer pek çok kıta şampiyonasının aksine iki yılda yapılan bir organizasyon. Bunun böyle olmasının nedeni, bu kupanın pek çok Afrika ülkesi için tek kendini gösterme fırsatı olması. Coğrafi büyüklüğüne ve ülke sayısına kıyasla Afrika'nın Dünya Kupası'ndaki kontenjanı hâlâ çok az. Dolayısıyla, çoğu ülke uluslararası futbol arenasından uzak kalıyor. Örneğin son Afrika şampiyonu Zambiya, tarihinde hiç Dünya Kupası'na katılamadı. Afrika'da Avrupa ligleriyle kıyaslanacak popülerlikte bir futbol ligi de yok. Durum böyle olunca, kıtada futbolun canlılığını sürdürebilmesi için iki senede bir kıta şampiyonası yapılması zorunlu hâle geliyor.

Şampiyonanın iki yılda bir kış aylarında yapılması, Afrika'yı bir futbolcu madeni olarak gören büyük Avrupa kulüplerinin büyük tepkisini çekiyor. Kupanın yapıldığı her yıl, büyük kulüplerin hocaları Afrika'ya karşı öfkeli açıklamalarla gündeme geliyorlar. Afrika Uluslar Kupası'nın devamı, kıtanın bir nevi “futbol emperyalizmi” diyebileceğimiz bu tavra karşı durması bakımından da önemli. Afrika Futbol Konfederasyonu, kupayı Dünya Kupası'yla çakışmaması için tek sayılı yıllara kaydırdı (2012'den sonra bu yıl da kupa düzenlenmesinin nedeni bu) ama Avrupalıların diğer taleplerine kulak dahi asmadı. Zira Afrikalılar, Avrupa futbolunun kendi işleyişine ne kadar karışıyorsa, Avrupalıların da Afrika'ya karışmaya o kadar hakkı vardı.

Afrika Uluslar Kupası, kıtanın kendi dinamiklerini temsil eden bir kupa. Son yirmi yıla bakıldığında, dünyada pek adı anılmayan yerel liglerden gelen oyunculardan kurulu takımlar, bu kupada Avrupa liglerinde oynayan yıldızlara karşı daha başarılı oldu. Son şampiyon Zambiya bunun en iyi örneklerinden biri. Bu kupada izleyemeyeceğimiz ama turnuva tarihinin en başarılı ülkesi olan Mısır da yine kendi liginden çıkardığı oyuncularla başarıya ulaştı. Takım kimyasının yıldız oyunculara, yerel liglerin Avrupa liglerine üstün gelmesi bakımından da Afrika Uluslar Kupası kıta futbolunun can suyu diyebiliriz.

Kupanın hikayeleri

Drogba'nın son şansı: Fildişi Sahili'nin yıldız oyuncusu Didier Drogba, Afrika'nın deyim yerindeyse futbol tanrısı. Ama daha da önemlisi, ülkesindeki toplumsal hayatın en önemli figürlerinden biri. İç savaşın en kanlı günlerinde -güneyli olmasına rağmen- hükümetin hava saldırısı düzenlediği kuzeydeki Bouaké'ye milli maç aldıran, ülkeyi bir arada tutmakla görevli akil adamlar konseyine dahil edilen bir isim o. Türkiyeli bir futbolcunun milli takımın Avrupa Şampiyonası eleme maçını kendi inisiyatifiyle Roboski'ye aldırdığını; söz gelimi Yaşar Kemal veya İsmail Beşikçi'yle Kürt Sorunu'nu çözmeye uğraştığını düşünün; Drogba'nın Fildişi için değerini daha iyi anlayacaksınız. Ünlü oyuncu, geçtiğimiz sezon İngiliz kulübü Chelsea'yi tarihinin ilk Şampiyonlar Ligi kupasına adeta sırtında taşıdı. Buna rağmen FIFA tarafından akıl almaz bir şekilde yılın on birine bile seçilmedi. Drogba'nın bunu umursayacağını sanmıyoruz. Ama kariyerinin son Afrika Uluslar Kupası'nı kaybetmek onu yıkabilir. Zira Drogba ve ekibi 2006 ve 2012'de kupayı penaltılarla elinden kaçırdı. Annesinin efsanevi Yugoslavya liderine hayranlığı nedeniyle koyduğu lakabıyla “Tito”nun bu son fırsatı. Herkesin gözü onda olacak.

Madiba'nın ülkesi ev sahibi: Güney Afrika tarihinde futbol, son derece önemli bir yere sahip. Zira ırkçılığın hüküm sürdüğü apartheid yıllarında futbol siyahların en büyük avuntusuydu. Öyle ki Nelson Mandela'nın da senelerce yattığı Robben Adası'ndaki cezaevinde siyah mahkumlar Makana Futbol Federasyonu isminde bir organizasyon kurmuş, tamamen FİFA kurallarıyla üç kümeden oluşan bir ligi oynatmayı başarmışlardı. Cezaevi yönetimi bütün çabasına rağmen bu girişimi durduramamış, ancak Mandela'yı maçları izlemekten men etmişti. “Madiba”, futbolun sihirli gücünü bu yıllarda keşfetmiş ve ülkenin başına geçer geçmez de 1996 Afrika Uluslar Kupası ev sahipliğini almıştı. Takımın o yıl kazandığı kupa ve sonrasında “beyazların sporu” olarak bilinen rugby'de kazanılan Dünya Kupası; Mandela'nın “eşit yurttaşlardan oluşan bir ulus kurma” hayaline yardımcı olmuştu. Güney Afrika'da ırk ayrımcılığı bitse de, sınıfsal farklar hâlâ var. Bu farkların zaman zaman apartheid'dan bile beter uçurumlar yarattığı söyleniyor. Ülkenin son yıllarda düzenlediği Konfederasyonlar Kupası ve Dünya Kupası da dev sponsorların ve FIFA'nın talepleriyle bu adaletsizliklerin ekmeğine yağ sürdü. Ancak Afrika Uluslar Kupası söylediğimiz gibi kendine has dinamikleri olan ve gerçekten bu kıtaya ait bir organizasyon. Güney Afrika belki bu kupanın favorilerinden biri değil ama yine de buradan ülkedeki herkesin mutluluğu için bir şeyler çıkma umudu var.

Kimler var, kimler yok, kimler favori?

Bu kupanın en büyük hayal kırıklığı daha başlamadan yaşandı ve kupa tarihinin en başarılısı Mısır üst üste ikinci kez kupaya kalifiye olamadı. Geçen yıl Port Said'de yaşanan stadyum faciasından beri ülkede lig maçlarının oynanamadığını düşünürsek, bu durum çok anormal değil ama Mısır'sız kupanın tadının biraz eksik olduğu da kesin. Bir diğer büyük sürpriz de Kamerun'un elenmesi oldu. Kamerun, turnuvaya ilk kez kalifiye olan Yeşil Burun Adaları'na elendi. Geçtiğimiz yıl Avrupa'da oynayan yıldızlarıyla kupanın favorileri arasında sayılan ama tüm takımlar arasında en kötü sonuçlardan birini elde ederek gruplarda elenen Senegal de bu kupaya gelemedi.

Kupada yer alacak on altı takım arasında en büyük favoriler Fildişi Sahili ve Gana olarak gözüküyor. Bu iki ülke, ünlü yıldızları takım oyunuyla birleştirme ve ülkede oturmuş bir futbol sistemi yaratma konusunda kıtanın en başarılı ülkeleri. Bu ikiliden sonra son şampiyon Zambiya, Nijerya, Tunus ve Mali sayılabilir. Güney Afrika ise ev sahibi avantajıyla sürpriz arayacak. Bu takımlar dışında Fas, Cezayir ve Angola şans bulabilir.

Afrika Uluslar Kupası'nın önemli olaylarından biri Togo'nun geri dönüşü. Togo, 2010'daki kupada Angola'nın Cabinda bölgesinden geçerken Cabinda Özgürlük Cephesi militanlarının saldırısına uğramış üç kişi ölmüş, yedi kişi yaralanmıştı. Togo kupadan çekilmiş, bunun üzerine üst üste iki kupadan men cezası almıştı. Bu ceza daha sonra kaldırılsa da, takım bir önceki kupaya kalamadı. 2013, onların dönüş kupası olacak. Takımın sorunlu yıldızı Emmanuel Adebayor da bu kupa için takıma geri döndü. Ama 2010 Dünya Kupası'nda teknik direktörü istifanın eşiğine getiren bu oyuncunun varlığı hayır mı, şer mi olacak; orası meçhul.

Bu kupada Yeşil Burun Adaları dışında ilk kez mücadele edecek takım yok. Etiyopya, tam 31 yıl sonra kupada yer alacak. İlk kez geçen yıl finallere kalan Nijer, bu kupada da oynama şansı yakalayacak. Fildişi Sahili ise 29. kez düzenlenen Afrika Uluslar Kupası'nda yirminci kez oynayacak.

İlk haftanın hangi maçlarını izlemeli?

Kupada 19-30 Ocak tarihleri arasında grup maçları oynanacak. Güney Afrika, Angola, Fas ve Yeşil Burun'un yer aldığı A Grubu'nda en ilgi çekici mücadele, 27 Ocak'ta ev sahibinin Fas'la Durban'da oynayacağı karşılaşma.

B Grubu'nda 24 Ocak'taki Gana-Mali maçı grup safhasının en ilginç maçlarından biri olmaya aday. Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Nijer bu grupta sürpriz kovalayacak.

C Grubu'nda 25 Ocak'ta son şampiyon Zambiya'nın Nijerya'yla maçı var. Bu gruptaki diğer takımlar Etiyopya ve Burkina Faso.

D Grubu en çekişmeli grup olarak göze çarpıyor. Fildişi Sahili, Fas, Tunus ve Togo'nun olduğu grupta 22 Ocak'ta hem Gine Körfezi derbisi Fildişi Sahili-Togo, hem de Kuzey Afrika rekabeti Fas-Tunus yaşanacak. Bu grubun maçları genel olarak keyifli geçecek gibi.

Kupanın tüm maçları Eurosport ve Eurosport 2'den yayınlanacak.

 

Kategoriler

Şapgir

Etiketler

Eurosport