ERMENİLER
‘Antakyalı Arapdilli Ortodokslar İstanbul’da hak ettikleri saygıyı görmeliler’
‘Üç Milliyetçiliğin Gölgesinde Kadim Bir Cemaat: Arapdilli Doğu Ortodoksları’ başlıklı kitap İstos Yayınları’ndan çıktı. Editörlüğünü Haris Rigas’ın yaptığı kitapta, Antakya’da Arapça konuşan, dini olarak Ekümenik Patrikhane’ye bağlı olan Ortodoks Cemaati’ne dair dört makale yer alıyor. ‘Örnek Vatandaşlar mı? Beşinci Kol mu?: Sekülerlik İle Çokkültürlülük Arasında Suriye ve Türkiye’deki Rum Ortodoks Toplulukları’ başlıklı ilk makale Haris Rigas’a ait. ‘Antakya’da Rum (Arap) Hıristiyan Kimliğinin Görünürlük Biçimleri: Etnisite, Ayrımcılık ve Mülksüzleştirme’ başlıklı ikinci makale ise Şule Can ve Zerrin Arslan tarafından kaleme alınmış. ‘İstanbul’da Yaşayan Antakyalı Ortodoksların Kendilerini Kimliklendirme Süreci ve İstanbul Rum Cemaatiyle İlişkisellikleri’ başlıklı üçüncü makale ise Özgür Kaymak ve Anna Maria Beylunioğlu tarafından yazılmış. ‘Nar Ağaçlarının Köyü Tokaçlı’ başlıklı dördüncü ve son makale ise Polina Gioltzoglou tarafından kaleme alınmış.
Harput Ermenileri ve felaketle yüzleşme
Yüksek lisansını Moskova Devlet Üniversitesi Rusya tarihi alanında yapan, tez çalışmasında 'Rus İç Savaşı Dönemi'nde Türk Politikası" üzerine çalışan Dr. İsmet Konak 1915’in öncesi ve sonrasında Harput Ermenilerinin durumuna yoğunlaşıyor.
Başka bir Türkiye tarihi
Talin Suciyan’ın ‘The Armenians in Modern Turkey: Post-Genocide Society, Politics and History’ (Modern Türkiye’de Ermeniler: Soykırımsonrası Toplum, Siyaset ve Tarih) kitabı, Cumhuriyet dönemindeki ‘Vatandaş Türkçe Konuş’ kampanyalarını, 1934 Trakya pogromunu, 6-7 Eylül olaylarını, Varlık Vergisini, 20 Kura Askerlik uygulamasını ve benzerlerini, birer arızi, üzücü, ‘keşke olmasaydı’ türünden kazalar olmaktan çıkarıp kurumsal, toplumsal, tarihsel bağlamına oturtuyor
Azınlıkların gündemi göç
Türkiyeli Yahudilerden 250 kişinin son dönemde yurtdışına yerleştiği ortaya çıktı. Ermenilerde henüz bu sayıya ulaşılmadığı tahmin ediliyorsa da 'zorunlu göç' gündemde.
Ya diğerleri?
Suriyelileri vatandaşlık verme hazırlıkları bir yandan AKP’nin diaspora Ermenileri ve Rumları için daha önce verdiği sözleri de hatırlattı. Konu üzerinde çalışan akademisyenler tartışmaları Agos’a değerlendirdi.
Mazlum zaliminin dilini konuşmaya başladığında
Soykırım tasarısına, iktidar, muhalefet gibi pek tabi Yahudi ve Ermeniler de eleştiriler getirebilir ama ne zaman ki herkes aynı cümleler ile hezeyan eder, herkes aynı ve tek damara uygun şerbet hazırlamaya koyulur, oradan pis bir koku gelmeye başlar.
‘Soykırım konusunda Türk tarih söylemi ile Doğu Alman söylemi örtüşüyor’
Köln Üniversitesi Tarih Bölümü mezunlarından Sandy Zurikyan da, kısa süre önce tamamladığı tez konusunda Doğu Almanya ve Ermeni Soykırımı’nı konu edindi. Bir dönem Agos’un kültür sanat editörlüğünü de yapan Zurikyan’la Ermeni Soykırımı’nın Doğu Almanya’daki yansımalarını konuştuk.
‘Antep, Urfa ve Maraş iğne işleri, Ermeni kültürünün bir bütün olduğunu gösteriyor”
Ressam ve araştırmacı Hrazdan Tokmajian'ın izinde, Soykırım’dan sağ kurtularak Halep’e ulaşmış Maraşlı, Urfalı ve Antepli kadınların beraberlerinde getirebildikleri iğne işlerine, üç şehrin nakışları arasındaki farka, 100 yıl içinde gösterdikleri değişimlere, anneden kıza öğretilen ve günümüze ulaşan sanata bakıyoruz.
Kayseri Kilisesi’nde özel bir bayram günü
Kayseri Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’ndeki tarihi ayin, yalnızca Yozgat’ta değil, başka şehirlerde de sığınmacı Ermeni ailelerin bulunduğunu ortaya çıkardı.
Alman söyleminde Ermeniler 'Doğu'nun Yahudileri'ydi
Türkiye’de büyük ilgi uyandıran ve Türkçeye ‘Atatürk ve Naziler’ ismiyle çevrilen ilk kitabının ardından tarihçi Stefan Ihrig, önemli bir çalışmaya daha imza attı. Harvard Üniversitesi Yayınları tarafından yayımlanan ‘Justifying Genocide’ (Soykırımı Meşrulaştırmak) başlıklı yeni kitabında Bismarck’tan Hitler’e Almanya’nın Ermenilere bakışını ele alan Ihrig’le, Almanya’nın Ermenilere karşı tarih boyu takındığı tavrın arka planını ve bunu oluşturan etmenleri konuştuk.