İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ve 28 İyi Parti vekili, Türkiye-Ermenistan sınırındaki Alican Sınır Kapısı'nın isminin "Talat Paşa Sınır Kapısı" olarak değiştirilmesi için TBMM Başkanlığı'na kanun teklifi verdi. Ermenistan -Türkiye arasında "normalleşme" konuşulurken, İyi Parti'nin teklifi dikkat çekti.
İyi Parti'nin TBMM Başkanlığı'na sunduğu kanun teklifinde, "Bu değişiklik, yalnızca bir tabelanın değiştirilmesi değil; Türk Milletinin kendi tarihine, kendi kahramanlarına ve kendi hafızasına sahip çıkma iradesinin güçlü bir beyanıdır. Talat Paşa’nın adını devletimizin stratejik ve sembolik önemi büyük olan bir sınır kapısında yaşatmak; onun ideallerine, mücadelesine ve fedakârlıklarına layık bir selam olacaktır" denildi.
Ermenistan tarafından Margara, Türkiye tarafından Alican Sınır Kapısı olarak adlandırılan ve 1993'ten beri kapalı olan Ermenistan-Türkiye sınır kapısı, bu süreç içinde sadece iki kez açıldı. İlki 2023 Adıyaman ve çevre illerdeki depremlerde Ermenistan'ın depremzedelere yardım göndermesi için, ikincisi ise bu yıl Ermenistan'ın Suriye'ye insani yardım gönderimi sırasında gerçekleşti. Türkiye ve Ermenistan arasında devam eden "normalleşme" sürecinde sınır kapısının açılması önemli başlıklardan biri. Alican-Margara Sınır Kapısı'nın açılıp açılmayacağı henüz kesinleşmese de Ermenistan, kapının kendi tarafındaki kompleksini yeniledi.
İyi Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, Grup Başkanvekilleri Turhan Çömez ve Buğra Kavuncu ile 26 milletvekilinin sunduğu teklifte şu ifadeler yer aldı:
"Tarih, yalnızca olup bitenlerin kaydı değildir; aynı zamanda Milletlerin kimliğini inşa eden, hafızasını diri tutan ve gelecek nesillere aktarılan büyük mücadelelerin, büyük liderlerin ve büyük fikirlerin mirasıdır.
Neden Talat Paşa?
Bu mirası yaşatmak, Devlet aklının olduğu kadar, millet vicdanının da en temel sorumluluğudur. İşte bu sorumluluğun bir gereği olarak; önemli sınır kapılarımızdan biri olan Alican Sınır Kapısı’nın, Talat Paşa Sınır Kapısı olarak yeniden adlandırılması, tarihimize, bağımsızlık mücadelemize ve millî hafızamıza sahip çıkma iradesinin somut bir tezahürü olacaktır.
Talat Paşa, Türk Milletinin kader çizgisinin en sert virajlarında devletin sorumluluğunu omuzlayan, imparatorluk enkazı altından bir Milletin varlık bilincini yeniden ayağa kaldıran öncü şahsiyetlerden biridir. Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde Sadrazamlık görevinde bulunmuş, yalnızca siyasi bir lider değil; aynı zamanda milletin varlık ve bekâ mücadelesinin mimarlarından biri olmuştur.
Talat Paşa’nın önderliğinde şekillenen siyasi çizgi, yalnızca dönemin karmaşık şartlarında devleti ayakta tutma çabası değil, aynı zamanda bir Milletin tarih sahnesinden silinmemesi için verilen ölüm kalım savaşının siyasal ve idarî cephesidir. Onun attığı adımlar, kısa vadeli iktidar hesaplarının değil; uzun vadeli Millî Menfaatlerin ve Türk Milletinin haysiyetli geleceğinin hesabıdır. Talat Paşa, millî kimliğin, millî ekonominin ve millî devlet idealinin temel taşlarını döşeyen kuşağın en kararlı ve en dirayetli liderlerinden biridir.
"Talat Paşa, bir kahramandır"
Berlin’de sürgünde yaşarken bir Ermeni komitacısının düzenlediği suikast sonucu şehit edilen Talat Paşa, “Faili belli” bir siyasal cinayetin kurbanı değil; Türk milletinin haklı davasını omuzlamış, canı pahasına bu davanın bedelini ödemiş bir kahramandır. Onun şehadeti, sadece bir hayatın sona ermesi değil; Milletin ortak vicdanında yankı bulan bir adanmışlığın sembolüdür.
1943 yılında naaşı İstanbul’a getirilmiş ve Hürriyet-i Ebediye Tepesi’ne defnedilerek, milletin şükran duygusuna layık bir biçimde ebedi istirahatgâhına kavuşmuştur. Ancak bu büyük Türk Evladına olan vefa borcumuz, bir mezar taşına kazınmakla sınırlı kalmamalı; onun ismi, bu Milletin geleceğine yön veren somut mekânlarda yaşatılmalıdır.
Bugün, Alican Sınır Kapısı’nın Talat Paşa’nın ismiyle anılması, coğrafyamıza kazınacak bir saygı nişanesidir. Bu değişiklik, yalnızca bir tabelanın değiştirilmesi değil; Türk milletinin kendi tarihine, kendi kahramanlarına ve kendi hafızasına sahip çıkma iradesinin güçlü bir beyanıdır.
Çünkü millî kahramanlarını unutan milletler, zamanla kendilerini de unutur.
Alican Sınır Kapısı'nın adının değiştirilerek Talat Paşa’nın isminin verilmesi, aynı zamanda düşman karşısında dimdik duran bir milletin, sınırlarına kendi tarihî kimliğini mühürlemesidir. Bu adım, hem Milletimizin genç kuşaklarına tarih şuuru kazandırmak, hem de devletimizin tarihî sürekliliğini ve onurlu geçmişini hatırlatmak adına büyük bir anlam taşımaktadır.
Bu vesileyle, Talat Paşa’nın adını Devletimizin stratejik ve sembolik önemi büyük olan bir sınır kapısında yaşatmak; onun ideallerine, mücadelesine ve fedakârlıklarına layık bir selam olacaktır."
Ne olmuştu?
TBMM Genel Kurulu'nda söz alan DEM Parti Mardin milletvekili George Aslan'ın, Talat Paşa'nın anıt heykelinin yaptırılmasına ilişkin, "1915'te öldürülen, sürgüne gönderilen ve malları gasp edilen on binlerce Ermeni için bir anıt dikilmesi gerekirken onların ölüm emrini veren biri için anıt verilmesini kabul etmiyoruz. Bir halk için bazı kişiler kahraman olabilir ama başka halklar için bu insanlar kahraman değil birer katildir" sözleri üzerine İYİ Partili vekiller konuşmayı kesmeye çalıştı. İYİ Parti Manisa Milletvekil Şenol Sunat oturduğu sıradan yanıt vermek amacıyla konuşma yaptı. İYİ Parti Denizli Milletvekili ve TBMM Katip Üyesi Yasin Öztürk ise konuşma kesildiği gerekçesiyle Meclis Başkanvekili Tekin Bingöl'ün masasına vurdu ardından, "Siz de tarafsız olun. Olmaz öyle. Ermeni soykırımı denmez" diyerek ayağa kalktı. Bingöl , "Divanda bağırma, çık" yanıtı verdi ve birleşime ara verdi. Aradan önce Bingöl Sunat'a "Lanetliyoruz' kelimesi çok ağır bir kelime. Böyle bir kelime kullanamazsınız" dedi.
CHP ile İyi Parti arasında da bu konu üzerine gerilim yaşanmıştı.