SÜRYANİ
Adıyaman Gerger’de Süryanice yazıt bulundu
Geçmişte yoğun, bugün ise az da olsa Süryani ve Ermenilerin yaşadığı Adıyaman Gerger’e bağlı Oymaklı köyünde, Süryanice bir yazıt bulundu. Yazıtın 1000 – 1600 yıl öncesine ait olup, bölgedeki yapı ve mimari hakkında bilgi verdiği düşünülüyor.
Avrupa Süryaniler Birliği’nden İsviçre Parlamentosu’nda Sayfo Konferansı
İsviçre Parlamentosu’nda 17 Eylül’de Sayfo Süryani Soykırımı’nın tanınması için konferans düzenleyen Avrupa Süryaniler Birliği’nin Eş Genel Başkanı Tony Vergili, “Parlamenterlerin büyük bir çoğunluğu, Sayfo’nun İsviçre Parlamentosu’nda kabul edilmesinden yana tavır sergiledi. Ancak bazı üyelerde dış politika dengelerinden dolayı çekimserlik dikkat çekiyordu. Şimdi bütün partiler ve parlamenterlerle birebir görüşmeler yapacağız. Sayfo bütün dünya, özellikle de Türkiye tarafından kabul edilene kadar mücadelemiz devam edecek. Bu kabul gerçekleştiğinde, belki halkımız bu korku ve travmadan biraz da olsa kurtulabilir” dedi.
Antakya ve Doğu Süryani Ortodoks Kilisesi Patriği’nden Turabdin’e ziyaret
Şam’da bulunan Antakya ve Doğu Süryani Ortodoks Kilisesi Patriği Mor İğnatiyus II. Afrem Kerim, Turabdin ziyaretine başladı. Patriğin Deyrulzafaran Manastırı’nda yönettiği ayine Süryaniler akın etti.
Mucizelerle dolu Mor Gabriel'i horiepiskopos Gabriel Aktaş anlatıyor
594-668 arasında yaşamış, manastırın altın çağını yaşatmış, üç ölüyü dirilttiğine inanılan ve Süryani halkı için büyük bir öneme sahip olan Mor Gabriel, her yıl 31 Ağustos’ta anılıyor. Mucizeleri ve bereketiyle tarihte iz bırakan Mor Gabriel’in hikâyesini Süryani horiepiskopos Gabriel Aktaş’tan dinliyoruz.
Yıkıntılar arasında inançlar (3)
Kiliselerin 2023 depreminde ağır hasar aldığı Adıyaman, Malatya, Elazığ ve Diyarbakır’daki Hıristiyan halklar, umutla ibadethanelerinin onarılmasını bekliyor. Yazı dizimizin üçüncü ve son bölümünde, Süryani, Keldani, Ermeni ve Protestanların, mutfaktan kilise ya da odadan şapelde ibadet etseler de yeniden kiliselerine kavuşma arzularını dinliyoruz.
Süryaniler İntikal Bayramı’nı kutladı, üzümler kutsandı
Süryani Ortodokslar, Meryem Ana'nın göğe alındığı İntikal Bayramı’ını bu yıl da coşkuyla kutladı. Süryaniler üzümlerin kutsandığı bu önemli günü, “ŞUNOYO DYOLDATH LALOHO” diye kutluyor.
Süryanilerin direniş ve matem günü: Simele’nin mirası yankılanmaya devam ediyor
4-5 Ağustos 1933’te, Irak’ın Simele kentinde 5 bin Asuri-Süryani katledildi. Süryaniler için matem günü olarak kabul edilen 7 Ağustos’ta, her yıl katledilenler anılıyor. Katliamın 92’nci yılında, bölgedeki Süryanilerin özerklik talebinin yok sayıldığını söyleyen Süryani araştırmacı Dr. Aziz Emmanuel Zebari, “Bu gün, yaşanan acıların yanı sıra direnişin ve adalet talebinin de ciddi bir hatırlatıcısı. Katliam, hem tarihî bir yara hem de tanınma, haklar ve güvenlik mücadelesinde bir dayanışma noktası olmaya devam ediyor” dedi.
Ninova Ovası Soykırımı’nın 12. yılında Süryaniler: Özerklik hakkımız ve soykırım tanınmalı
Süryaniler her yıl 4 Ağustos’ta, IŞİD’in 2014’te gerçekleştirdiği Ninova Ovası Soykırımı’nı anıyor. Soykırımın 12. yılında Agos’a konuşan Bethnahrin Yurtseverler Birliği Başkanı Joseph Saliwa, “Yeni soykırımlar yaşanmadan, Ninova Ovası’nda kalan son izler ve Hıristiyanlar korunmalı, güvenli bir bölgeye dönüştürülmeli” dedi.
Anadilde eğitim mücadelesi: Lukas Aktaş’ın Süryanice yolculuğu…
Turabdin’in Bethkustan köyünde, anadilini ailesinden öğrenen Lukas Aktaş, Süryaniceyi yalnızca bir dil değil, “bir direniş, bir hatırlayış, bir umut” olarak anlatıyor. Çocukluğunda Süryaniceye sarılan Aktaş, bu yıl Artuklu Üniversitesi ve Süryani Dili ve Edebiyatı Bölümü birincisi oldu. Aktaş, “Bu dil olmadan dualarımız eksik kalır, hikâyelerimiz anlaşılmaz hale gelir, hatta mezar taşlarımız bile sessizleşir. Kendi hayatımda eksikliğini derinden hissettiğim Süryanice eğitimi, ileride başkaları için erişilebilir kılmak en büyük hedeflerimden biri” diyor.
Süryani dağlarının esintisiyle üç kadının emeğinden: İzla Cafe
İzla Cafe, Turabdin’de Süryani kadınlarının üretkenliğini, köklü yemek kültürünü ve dayanışmasını yaşatan üç Süryani kız kardeşin emeğiyle Haziran ayında açıldı. Kafeye emek veren kardeşlerden Songül Özgün Gürkan, “Bu kafe, kadın dayanışmasının kalbinden doğdu. Bir yandan bu toprakların kadim dağlarından biri olan İzla Dağı'na bir gönderme yaparken, diğer yandan ablamızın adını, anısını, mücadelesini ve insanlara kattığı umudu bu isimle yaşatıyoruz. Midyat’ta bir halkın ruhunu, kokusunu ve tatlarını hissetmek isteyen herkesi İzla Cafe’ye bekliyoruz” diyor.