AP'de Süryani Soykırımı anması: "Sayfo bizim kimliğimizdir'

Avrupa Süryaniler Birliği (ESU), Sayfo Süryani Soykırımı’nın anma gününe haftalar kala Avrupa Parlamentosu’nda iki gün süren bir etkinlik düzenledi. Etkinliğin düzenleyicilerinden ESU Eş Genel Başkanı Tony Vergili, “Sayfo bizim kimliğimizdir. Halkımızın yaşadığı travmadan kurtulması, haklarını talep edebilmesi için Sayfo’nun tanınması gereklidir” diyor.

Avrupa Süryaniler Birliği – European Syriac Union (ESU), her yıl 15 Haziran’da anılan 1915 Sayfo Süryani Soykırımı’na günler kala, 22 Mayıs’ta Avrupa Parlamentosu’nda özel bir etkinlik düzenledi. 110. yılda Sayfo'nun anma etkinliklerinin başlangıcı Brüksel'de yapıldı.

1915 yılında Süryani (Asuri-Arami-Keldani) halkına yönelik gerçekleştirilen soykırımın ele alındığı programda, iki gün boyunca panel ve film gösterimlerinin olduğu bir dizi etkinlik yapıldı.

Etkinliklerde konuşmacılar arasında ESU Eş Genel Başkanı Tony Vergili, ESU temsilcisi Shleymun Rhawi ve Lübnan Katolik Kilisesi Rahibi L. E. Montes yer aldı.

Etkinliğin düzenleyicilerinden ESU Eş Genel Başkanı Tony Vergili, Agos'a konuştu.

“Sayfo bizim için çok derin ve acı bir anlam taşıyor” diyen Vergili, “Sayfo döneminde halk olarak her şeyimizi kaybettik; canlarımızı, topraklarımızı, dilimizi, kültürümüzü… Bu nedenle biz her zaman şunu söylüyoruz, Sayfo bizim kimliğimizdir. Sayfo’yu tanımak, geçmişimizi kabul etmek ve geleceğimize sahip çıkmak açısından hayati öneme sahiptir. Halkımızın yaşadığı travmadan kurtulması, kendine dönmesi ve haklarını talep edebilmesi için Sayfo’nun tanınması gereklidir. Sayfo bizim için sadece bir tarih değil; kimlik, dil, kültür, vatan ve her şeydir” sözleriyle Sayfo’nun önemini anlatıyor.

Etkinliğin amacı

Vergili, etkinliği düzenleme amaçlarını, Sayfo’nun unutulmaması ve dünya kamuoyunun dikkatini bu trajediye çekmek olduğu şeklinde açıklıyor. Vergili devamında, “Aynı zamanda halkımızın kendi tarihini sahiplenmesi ve genç nesillerin bu bilinçle büyümesi bizim için çok önemli. Sayfo’nun tanınması, adaletin yerini bulması ve halkımızın sesi olması için bu tür etkinlikleri düzenlemek bir görevdir” ifadelerini kullanıyor.


Sayfo’nun tanınması için girişim sözü

Etkinliğin verimli ve heyecanlı geçtiğini söyleyen Vergili, “Avrupa Birliği’nden temsilciler ve gençler de etkinliğe katıldı. Gösterilen film büyük ilgi gördü. Bazı katılımcılar bu filmin diğer Avrupa ülkelerinin parlamentolarında da gösterilmesi için girişimde bulunacaklarını ifade ettiler. Ayrıca, AB Parlamentosu’nda Sayfo’nun tanınması için çaba göstereceklerine dair de bize söz verdiler. Etkinlik genel anlamda oldukça olumlu geçti. Bununla birlikte, Hıristiyanların Ortadoğu’daki taleplerini de dile getirme fırsatımız oldu. Bu açıdan hem tarihi hafızamız hem de güncel sorunlarımız açısından çok anlamlı bir etkinlikti” diyor.


Vergili ayrıca Sayfo’nun 110’uncu yılında, 15 Haziran’a kadar dünyanın dört bir yanında düzenlenecek çeşitli etkinliklerle Sayfo’yu anmaya devam edeceklerinin bilgisini verdi.

Birinci gün: Sayfo tanıkları belgeseli

Sayfo’nun çok yönlü bir şekilde ele alındığı etkinliğin birinci gününde, “Souls in Transit” isimli belgesel film izleyicilerle buluştu. Film, 1915 yılında Osmanlı döneminde Süryani halkının maruz kaldığı sistematik katliamları, tanıkların anlatımları ve tarihsel belgeler eşliğinde gözler önüne seriyor.

Aida Schläpfer tarafından Süryani halkının maruz kaldığı soykırım ve katliamları uluslararası kamuoyuna duyurmak amacıyla çekilen belgesel, izleyiciler tarafından büyük bir ilgi görüyor.

Panel ve tartışmalar

Etkinliğinin ikinci günü de “Süryani Hristiyanların Günümüzdeki Durumu” başlıklı panel ve tartışmalar ile devam etti. Panelde, Avrupa Parlamentosu milletvekilleri, tarihçiler, insan hakları savunucuları ve Süryani aktivistleri ile temsilcileri bir araya geldi. 


Her kesimden katılımın yüksek olduğu panelde, Süryani kimliğinin korunması, kültürel mirasın yaşatılması, dini özgürlüklerin güvence altına alınması ve geçmişle yüzleşme sürecinde Avrupa Birliği’nin sorumlulukları ele alındı.

Son olarak tartışma bölümünde de, Süryani halkının günümüzde karşılaştığı sosyal, kültürel ve politik zorluklara odaklanıldı. İki gün süren etkinlik, tartışmalar ile son buldu.

Sayfo hakkında

Süryaniler, Bethnahrin'in (Mezopotamya) en eski ve yerleşik, Hıristiyanlığı ise kabul eden ilk halk olarak biliniyor. 

1915 yılında Sayfo yani “kılıç artığı” diye adlandırılan soykırıma maruz bırakılan Süryaniler, bu yıkımla nüfuslarının üçte ikisini kaybediyor. 700 bin Süryani’den geriye yalnızca 200 bini kalıyor.

Sayfo Süryani Soykırımı'nda yaklaşık 500 bin Süryani yok oluyor, 300 bini katlediliyor, geriye kalan yaklaşık 200 bin kişiden de bir kısmı din değiştirmek zorunda kalarak kimliğini kaybediyor. Bir kısmı da yaşadığı coğrafyadan göç etmek zorunda kalıyor. Böylelikle Sayfo’nun yaşandığı bölgede Süryani nüfusu 200 bine düşüyor. 

Yine Sayfo’da Ermeni Soykırımı’nda da olduğu gibi yalnızca Süryani halkı değil, canlı cansız tüm hayvanlar da katlediliyor, adeta bir “canlı kırımı” yaşanıyor.

15 Haziran tarihi ise Süryanilerin Sayfo’da katledilenleri andığı gün olarak kabul ediliyor.



Yazar Hakkında