Yerlerinden edilmiş çocukların objektifinden: Fotohane Darkroom

Mardin’de, 2024'te kurulan Fotohane Darkroom, göç mağduru çocuklara ücretsiz fotoğrafçılık ve karanlık oda teknikleri üzerine eğitim veriyor. Dünya Mülteciler Günü'nde atölye eğitmeni Amar Kılıç, 100’ü aşkın çocuğun analog kameralarla hayallerini fotoğraflama sürecini anlattı.

Savaş, göç, yıkım… Dünya halklarının tarih boyunca yaşadığı travmalar bugün hâlâ yıkıcı bir şekilde devam ediyor. Bunu en ağır biçimde yaşamak zorunda kalan çocuklar ise sonrasında çeşitli travmalarla baş etmeye çalışıyor. Bugün, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından mülteci haklarına dikkat çekmek ve zorla yerinden edilmiş kişilere yönelik farkındalık yaratmak amacıyla ilan edilen gün.

BM Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) 2024 Küresel Eğilimler Raporu’na göre, dünya genelinde zorla yerinden edilen insan sayısı 123 milyona ulaştı. Buna göre, dünyadaki her 67 kişiden biri evi ve yurdundan göç etmek zorunda kaldı.

Tam da bu sebeple yerinden edilmiş, göç mağduru çocuklar için geçtiğimiz yıl sanatsal çalışmalar üreten bir atölye kuruldu: Fotohane Darkroom.

Serbest Salih ve Amar Kılıç tarafından kurulan ve Mardin’de faaliyet yürüten atölye, Suriye, Irak ve sınır bölgelerindeki farklı ülkelerden göç etmek zorunda kalan çocuklar ile gençlerin, sanatsal ifade alanlarını genişletmeyi amaçlayarak 100’ü aşkın çocuğa umut oluyor.

7 yaşındaki Zin'in objektifinden

Fotoğraftan karanlık odaya baskı deneyimi

Atölye, fotoğrafçılık ve karanlık oda teknikleri üzerine eğitimler vererek kendi hikâyelerini anlatmaları için çocuklara yaratıcı bir alan açıyor. Atölyeye katılan Kürt, Arap, Süryani ve Türk çocuklar, karanlık oda deneyimi ile çektikleri fotoğrafları yıkayarak baskı sürecine emek veriyor.

Sanatın dönüştürücü gücüne inanarak çocukların ve gençlerin seslerini duyurmalarına yardımcı olan Fotohane Darkroom, düzenlediği atölyeler, sergiler ve sanat projeleriyle de çocukların dünyayı kendi bakış açılarıyla belgelemelerine olanak sağlıyor.

Çocukların ve gençlerin kendilerini özgürce ifade edebilecekleri güvenli bir alan yaratan  Fotohane Darkroom, 21 Haziran'da Yunanistan’daki göçmen çocuklar için atölye düzenleyecek.

Dünya Mülteciler Günü'nde, atölye eğitmenlerinden Amar Kılıç ile çocukların fotoğraf dünyasına uzanıyoruz.

Öncelikle atölyenizin kuruluş amacından bahsedebilir misiniz? Nerede, ne zaman ve hangi amaçla kuruldu?

Fotohane Darkroom, 2024'te Mardin’in tarihi bölgesinde kuruldu. Amacımız, özellikle Mardin gibi sosyal imkânlara erişimin sınırlı olduğu bölgelerde yaşayan çocuklara ücretsiz fotoğraf eğitimi sunmak. Aynı zamanda savaş, yoksulluk veya zorunlu göç gibi sebeplerle hayatları kesintiye uğrayan çocuklara yaratıcı bir ifade alanı açmak istedik. Fotoğrafı bir araç olarak kullanarak onların kendi hikâyelerini anlatabilecekleri, görünür olabilecekleri bir alan oluşturduk.

Amar KılıçAtölyenizde özellikle göçmen çocukların yer almasını önceliyorsunuz. Neden?

Kendi hayatlarımızdan da biliyoruz ki, yerinden edilmek yalnızca fiziksel değil; kimliksel ve duygusal olarak da derin bir kopuş yaratıyor. Bu çocuklar genellikle sessiz kalmaya mecbur bırakılıyor. Biz bu sessizliği kırmak istiyoruz. Atölye, onların hem birey olarak varlık göstermelerine hem de güçlenmelerine alan açıyor. Bu bizim için sadece bir sanat etkinliği değil, aynı zamanda onarıcı bir süreç.

Çalışmalarınızı anlatabilir misiniz?

Atölyelerimiz analog fotoğraf üzerine kurulu. Önce çocuklarla tanışıyor, güven ilişkisi kuruyoruz. Ardından temel fotoğraf eğitimi veriyoruz; kompozisyon, ışık, hikâye anlatımı gibi başlıklar üzerinden. Sonra ellerine analog kameralarını alıyor ve çevrelerini, ailelerini, hayallerini fotoğraflıyorlar. Biz sadece yol arkadaşlığı yapıyoruz.

Fotoğraf olmasının özel bir nedeni var mı?

Evet. Çünkü fotoğraf, bir çocuğun dünyayı nasıl gördüğünü güçlü ve sade bir şekilde anlatma imkânı sunuyor. Özellikle analog fotoğraf, sabır ve dikkat gerektiriyor; düşünerek üretmeyi öğretiyor. Bu, çocuklara hem teknik hem de duygusal anlamda çok şey katıyor.

Çocukların fotoğraf süreci nasıl ilerliyor?

Her çocuğa bir analog kamera veriyoruz. Öncesinde kısa bir teknik eğitim alıyorlar. Sonrasında onları özgür bırakıyoruz. Kimisi evini, kimisi kardeşini, kimisi bir kuşu çekiyor. Biz müdahale etmiyoruz; sadece “Bu kare senin için ne ifade ediyor?” diye soruyoruz. Böylece kendi anlatılarını kurmalarına alan tanıyoruz.

Peki fotoğraflar çekildikten sonra?

Çocuklarla birlikte filmleri karanlık odada yıkıyoruz. Daha sonra baskı aşamasına geçiyoruz. Tüm süreci onlarla birlikte yürütüyoruz. Ellerinde kendi çektikleri ve bastıkları bir fotoğrafla atölyeden ayrılmaları, onlar için büyük bir gurur kaynağı oluyor.

8 yaşındaki Resha'nın objektifindenÇocuklar eğitim alıyor mu bu sırada?

Evet. Önce kısa bir oryantasyon yapıyoruz; güvenlik kuralları, kimyasalların kullanımı ve temel işlemler. Ardından uygulamalı şekilde, birebir rehberlik ederek süreci öğretiyoruz. Bu alan çocuklar için hem gizemli hem de öğretici bir deneyim oluyor.

Tüm bu sürecin çocuklara etkisi nasıl oluyor?

Bu süreç çocuklara, “Ben de yapabilirim” hissini kazandırıyor. Kendilerini görünür kılmaları, bir şeyi baştan sona üretmeleri özgüvenlerini artırıyor. Baskı sürecinde ellerine fiziksel olarak bir ürün geçmesi, soyut emeğin somut karşılığı oluyor. Bu çok kıymetli bir deneyim.

Atölyenin çocuklara en temel katkısı özgüven. Kendilerini ifade etme becerileri güçleniyor, odaklanma ve sabır gibi beceriler gelişiyor. Ayrıca ekip çalışması, paylaşım ve dayanışma gibi sosyal yönleri de destekliyor. Atölye sürecinde çocuklar sadece kamera kullanmıyor; filmleri yıkıyor, karanlık odada baskı yapıyor, sergi ve sosyal medya içeriklerinin seçiminde de aktif rol alıyor. Biz yetişkinler sadece onlara alan açıyor, eşlik ediyoruz.

Bu fotoğraflarla etkinlikler de yapıyor musunuz?

Her dönem sonunda, çocukların çalışmalarını sergilediğimiz yerel sergiler düzenliyoruz. Ayrıca çocuklarla birlikte fanzinler hazırlıyor, kısa belgesel videolar üretiyoruz. Bu hikâyeleri mümkün olduğunca çok kişiye ulaştırmak istiyoruz.

12 yaşındaki Ğasan'ın objektifinden21 Haziran’da Yunanistan’da atölye düzenleyeceksiniz. Neden Yunanistan? 

Yunanistan, göç rotalarının önemli bir durağı. Orada da bizim çalıştığımız çocuklarla benzer deneyimler yaşayan çocuklar var. Yerel ve uluslararası organizasyonlarla işbirliği yaparak orada bir atölye düzenlemeye karar verdik. Bu, projenin sınırları aşması adına bizim için önemli bir adım. Heyecanlı ve yoğun bir süreç bizi bekliyor.

Atölye çalışmalarına nasıl devam edecek?

Atölyemizi Mardin’de sürdüreceğiz. Ama aynı zamanda Türkiye içinde ve dışında, gezici atölyeler düzenlemeyi hedefliyoruz. Yakında çocukların işlerini dijital ortamda arşivleyebileceğimiz bir platform oluşturacağız. Ayrıca alternatif baskı teknikleri ve çevre dostu yöntemlerle çalışan gençlere yönelik projeler geliştirme planımız var.

Bu çocukların hikâyeleri sadece onlara değil, hepimize iyi geliyor. Onları görmek, duymak ve anlamak için alan açmak gerekiyor. Projemiz dünya çapında birçok sergiye katıldı. Ama ne yazık ki Türkiye’de yeterince görünürlük kazanamadı. Bu, sadece çocuklar için değil, bizim için de önemli bir motivasyon olur. Çünkü bu proje Türkiye’de, bu topraklardaki çocuklarla birlikte gerçekleşiyor. Hep birlikte büyütmemiz gereken bir umut hikâyesi bu. Destekleyen herkese teşekkür ederiz.

Fotohane Darkoom'un web sitesine buradan ulaşabilirsiniz.

Kategoriler

Kültür Sanat



Yazar Hakkında